Ne güzel bir söz değil mi?

Hiç Allah sevmediği kulunu yaratır mı?

Ünlü halk ozanı Neşet Ertaş 7 yıl önce 74 yaşında sonsuzluğa uğurlandı.

Evet; Neşet Ertaş okunur, Neşe-dert-aşk yazılır.

Neden mi?

Sahnede sevdiklerine "Saygısızlık olmasın, ceketimi çıkartabilir miyim?" diyen bir insandı…

Neşet Ertaş bu soruyu sorduktan sonra "gönül dağı" der. Onun gönül dağı, bizim muhabbet bağımızdır. Bu ülkenin türkülerle muhabbeti vardır. Bu ülkenin türkülere bir bağı vardır.

İlk ne zaman aşık oldun diye soruldu Neşet Ertaş’a. ‘13 yaşımda. Yozgat’taydık, mahallenin kızıydı. Ona bir türkü havalandırdıydım” dedi. Sonra yanlışlıkla sevdiği kızın adını söyledi, sonra pişman oldu: “Yazman gurbanoluyum, sevda sırrınan olur”

‘Ben fazla kelime bilmem. Bilmem azdan çok anlar mısınız?’ dedi, dile gelen ve gelmeyen duyguları sözüyle, sazıyla ve sesiyle anlattı.

“Hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor. Halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu.” dedi Neşet Ertaş. Türkülerinle, onurunla, kimsenin gölgesine girmeden yaşadı ve sonsuzluğa uğurlandı.

Anadolu kültürünü ilmek ilmek dokudu, gönülden gönle bağ kurdu Bozkırın Tezenesi..

"Kadın insandır, biz insanoğlu." dedi, bütün kadınları yüceltti, gönüllere girdi…

"Nerde bir türkü söyIeyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanIarıntürküIeri yoktur!" dedi, kötü insanları da unutmadı…

Türküleriyle Anadolu insanının gönlünü titreten, halk adamıydı…

Yani kısacası Neşet Ertaş okunur, Neşe-dert-aşk yazılır.

“Cahildim dünyanın rengine kandım Hayale aldandım boşuna yandım Seni ilelebet benimsin sandım Ölürüm sevdiğim zehirim sensin...”