20 Ekim’de ons altının 4.380 dolarla rekor kırmasının ardından 4.100 dolara gerilemesi, piyasalarda huzursuzluğa yol açtı. Altın fiyatlarının yılbaşına göre yüzde 54 artmış olması, tartışmaların daha da yoğunlaşmasına neden oluyor. Bazı uzmanlar yükselişin süreceğini öngörürken bazıları düşüşün çok daha yeni başladığını savunuyor. Bu belirsizlik üç farklı yatırımcı grubunun davranışları üzerinden inceleniyor.

Kurumsal yatırımcıların altına yönelişi ne anlatıyor?

Gratis’te büyük denetim! 11 üründe fiyat aykırılığı tespit edildi
Gratis’te büyük denetim! 11 üründe fiyat aykırılığı tespit edildi
İçeriği Görüntüle

Altının kriz dönemlerinden bağımsız olarak değerini koruması, kurumsal yatırımcıların bu varlığa ilgisini artırıyor. Dotcom balonu, 2008 finans krizi ve Covid-19 dönemlerinde yaşanan ralliler bu ilgiyi güçlendirmişti. Ancak bu kez tablo farklı görünüyor çünkü ortada büyük çaplı bir resesyon bulunmuyor. Mart 2024’ten bu yana altın fiyatı hızla yükselirken, aynı dönemde S&P 500 de yüzde 30’a yakın değer kazandı. Reel faizlerin yüksek olduğu bu süreçte altının neden bu kadar sert yükseldiği sorusu gündeme geldi. Başkan Donald Trump dönemindeki ticaret gerilimleri ve küresel şokların altındaki yükselişi tam olarak açıklamaması dikkat çekiyor. ABD’de yaşanan uzun hükümet kapanması ve yapay zekâ hisselerine yönelik kaygılar da altındaki hareketleri sınırlı şekilde etkiledi. Üstelik 12 Kasım’da hükümet kapanması sona erdiğinden bu yana altın ve borsalar birlikte dalgalanıyor.

Merkez bankaları altın talebini mi yönlendiriyor?

Bazı analistler altın talebinin merkez bankalarınca yönlendirildiğini öne sürüyor. Değer aşınması teorisine göre, ABD’de artan borç yükü, yaptırımlar ve siyasi işlevsizlik nedeniyle enflasyon korkusu güçleniyor. Bu nedenle bazı merkez bankalarının dolar varlıklarını azaltıp altına yöneldiği ifade ediliyor. Ancak bu iddianın güçlü kanıtlarla desteklenmediği vurgulanıyor. Doların yıl içindeki istikrarlı seyri, tahvil faizlerinin yatay kalması bu teoriyi zayıflatıyor. Gelişmekte olan ülkelerin altın rezervlerindeki artış ise büyük ölçüde altın fiyatının yükselmesinden kaynaklanıyor. Net altın alımlarının geçen yıla göre yavaşlaması dikkat çekiyor. Çin’in bildirilmeyen altın ithalatının 2025’ten önce zirve yaptığı düşünülüyor.

Spekülatörler altın fiyatlamalarında ne kadar etkili?

Spekülatörler altın piyasasındaki en kritik aktörlerden biri olarak değerlendiriliyor. Eylül sonunda hedge fonların altın vadeli işlemlerindeki uzun pozisyonlarının 200.000 kontrata ulaşması büyük bir talep dalgasını gösterdi. Bu pozisyonların 619 ton altına denk gelmesi fiyatların hızla yükselmesine katkı sağladı. Ancak geçtiğimiz ay ETF akışlarının zayıflaması ve hedge fonlardan gelen yaklaşık 100 tonluk net satış düşüşü tetikledi. Ay sonundaki fiyat hareketlerinin neredeyse tamamen bu satışlarla açıklanabildiği belirtiliyor. Son dönemde ETF akışlarının yeniden toparlanması altın fiyatının spekülatif fon iştahına ne kadar bağlı olduğunu ortaya koyuyor. Rallinin merkez bankalarının sınırlı alımlarından sıcak para akımına dönüşmesi piyasanın kırılganlığını artırıyor. Sürecin tersine dönmesi durumunda güçlü pozisyon taşıyan yatırımcıların ciddi risk altında kalabileceği ifade ediliyor.

Kaynak: Haber Merkezi