Abanın kadri yağmurda bilinir.
Her şeyin bir değeri vardır. Değer verilen şeyler ihtiyaç gününde ortaya çıkar.
Abdal (derviş) tekkede, hacı Mekke`de bulunur.
Hemen hemen herkesin bildiği bir iş vardır. O iş bilen kişinin karşısına mutlaka çıkar.
Abdala(dervişe) “kar yağıyor” demişler, “titremeye hazırım” demiş.
Fakir kimseler karşılarına zor bir şey çıktığında endişe duymazlar. Çünkü bu şekilde yaşamaya alışmışlardır.
Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık.
Hızlı ve acele yapılan işler sonucundan mutlaka iyi sonuçlar elde edilmez. Pişmanlığa iter.
Acele ile menzil alınmaz.
Hızlı yapılan işin çabuk biteceği sanılır ama her işin bir zamanı vardır.
Acemi katır kapı önünde yük indirir.
Verilen bir işi bilmeyen kişi yapacağı işi eline yüzüne bulaştırır. Mutlaka bir hata yapar. Genellikle işi yarıda bırakır tamamlayamaz.
Acıkan doymam (sanır), susayan kanmam sanır.
Doyumsuzluk anlamına gelir. İhtiyaç duyulan şeye ne kadar elinde tutarsa tutsun tatmin olmaz.
Acıkmış kudurmuştan beterdir.
Uzun süre yokluk çektiği şeye hiç görmemiş gibi saldırır. Gözü ondan başka bir şeyi görmez.
Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur.
Herhangi birinin acındırmasına yol açar. Merhamet ederseniz arsızlaşır. Karşılığını vermezseniz hırsız olur. Hakkı olanı ya da olmayanı gizliden almaya çalışır.
Adam adamı bir kere (defa) aldatır.
Bir kimse inandığı kişiden ihanete uğradığı zaman bir daha aynı kişiye güvenemez. Bir kere aldatan ilk fırsatta yine aldatır.
