Özel FMC Kayseri Erciyes Diyaliz Merkezi Klinik Müdürü Dr Hakkı Gökhan Eryılmaz, diyalize giren veya girme aşamasına gelen hastalar için en iyi tedavi şekli olan böbrek nakli hakkında bilmediklerinizi gazetemize açıkladı ve sıkça sorulan soruları cevapladı.

Eryılmaz, ciddi kalp hastalığı ve kanser hastası olanların böbrek naklinden uzak durması gerektiğini belirtirken, Hepatit B veya C hastalarının böbrek nakli olabileceğini söyledi.

İşte Böbrek Nakli İle İlgili Çok Sorulan Sorular Ve Cevapları:

Yasal olmayan kaynaklardan böbrek nakli olmak, şans mı yoksa hata mı? 

Günümüzde böbrek nakli vericisine safra kesesi ve apandisit ameliyatından bile daha düşük risklerle ameliyat olma şansı sunulmaktadır. Size böbreğini sunan bir sevdiğinizden gelen değerli hediyenin duygusal olarak sağlayacağı coşku ve mutluluk yerine maddi zorluklar çeken bir insanın durumundan faydalanıldığı gerçeğiyle yaşamak illegal böbrek nakillerindeki en üzücü noktadır. Uygunsuz nakil koşulları hastaların hayatlarını kaybetme riskini yüksek olması, Hepatit B - C ve AİDS gibi hastalıkların bulaşabilmesi ve nakil sonrası uygun takip olmadığı için nakledilen böbrek kısa sürede çalışamaz hale gelebilmesi rastlanabilecek ciddi problemlerdir.  

En iyi seçenek, diyalize hiç başlamadan böbrek nakli olmak mıdır? 

Abdurrahman Tutdere iade kararı! Genç: 'Geç gelen adalet'
Abdurrahman Tutdere iade kararı! Genç: 'Geç gelen adalet'
İçeriği Görüntüle

Son dönem böbrek yetmezliği hastalarının diyalize hiç başlamadan; böbrek nakli olması en sağlıklı sonuçları verir. Bu sayede böbrek hastaları, vücutları hiç yıpranmadan ve ileri sağlık problemleri gelişmeden böbrek nakli olabilirler. Ayrıca böbrek yetmezliği hastalarında diyalizde geçirilen sürenin kısa olması halinde böbrek nakli sonrası daha sağlıklı ve uzun bir hayat sağlandığı gösterilmiştir. Bu sebeple özellikle canlı vericisi olan hastaların mümkün olan en kısa sürede nakil olması en uygunudur. 

Hangi hastalar böbrek nakli olabilir?.  

Tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de sağlık bakanlığı ilk aşama tedavisi olarak hastalara böbrek nakli konusunda bilgi verilmesini ve her hastanın bir organ nakli merkezinde kaydının bulunmasını gerekli görmektedir.

Böbrek yetmezliği olan veya diyaliz hastaları böbrek nakline sarılmalıdır. Günümüzde böbrek nakli  başarılı ve böbrek yetmezliği hastasının tedavisinde altın standart olup, uzun ve sağlıklı yaşamayı sağlayan bir tedavidir. Hastalardan kardiyolog tarafından operasyonu kaldıramayacak, ciddi kalp hastalığı tespit edilen,  kanser hastalığı bulunan hastalar dışında herkes nakil olabilir. Tüberküloz ve hepatit gibi enfeksiyon hastalıkları bulunan hastaların mikrobik durumu aktif değil ise nakil olabilirler. Size böbrek vermek isteyen bir akrabanız varsa canlı böbrek nakli, böyle bir şansınız yok ise kadavra böbrek nakli listesine girmek hakkında doktorlarınızdan bilgi alabilirsiniz.

Canlıdan böbrek nakli sonrası birinci yılda %95 sağlıklı ve diyalize ihtiyaç duymadan yaşam sağlanmaktadır, güvenli ve başarılı bir tedavi yöntemidir. 

On yıl önce birinci yılda nakledilen böbreklerin sadece %50 kadarı çalışmasını sürdürürken, şimdi bu oran %95'e ulaşmıştır. Bu sonuçlar; özellikle bağışıklığı baskılayıcı ilaçlardaki gelişmelere ve nakil tecrübesinin artmasına bağlıdır. Böbrek nakli konusunda en detaylı ve doğru sonuçları veren Amerikan organ paylaşım organizasyonunun (United Network of Organ Sharing, www.unos.org)  1999 - 2002 yılı verilerine göre birinci yıl sonun da kadavradan nakillerin %88'inde, canlıdan nakillerin %95'inde böbrekler sağlıkla çalışmaktadır. Canlıdan nakilden beş yıl sonra %80'i diyalizden uzak bir hayat yaşayabilmektedir.

Böbrek nakli gereken hastalar; en çok kadavradan nakli için bekleme yaklaşımı gösterir. Oysa uygun böbrek vericisi varsa; hemen nakil olup, sağlıklı bir hayata devam edebilir. Bu yüzden; ilk önce canlı böbrek nakli olabilmeyi tercih akılcı seçenektir. Canlı böbrek naklini ilk tercih olarak düşünmenin önemli sebeplerini sayacak olunursa: 

Canlı nakilde sağlıklı bir böbrek nakledileceğinden, sonuçlar daha başarılıdır 

* Alıcı ve verici tetkik edilip, kontrollü bir şekilde ameliyat olur. 

* Kadavradan organ kazanımı yeterli olmadığından, böbrek çıktığında diyalizde geçen uzun yıllar sebebiyle hasta daha yıpranmış olabilir. 

* Canlı vericiden nakil hemen alıcı ve verici değerlendirilerek haftalar içersinde yapılabilir. 

* Canlı böbrek nakli için hiç bir şansı olmayıp, kadavra böbrek naklini bekleyen bir kişinin daha hayata tutunur. 

Böbrek naklinde önemli olan bir böbreğin yerleştirilmesi olmayıp,  nakledilen böbreğin uzun yıllar boyunca çalışmasını sağlamaktır. Canlıdan böbrek nakli sonrası böbreğin kadavra nakilde olduğundan çok daha uzun süre çalışmasını sağlamak mümkündür. 

Hepatit B veya C hastaları böbrek nakli olabilir mi?

Hepatit B ve C virüsü karaciğer hasarı yapan virüslerdir. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar vücudun hepatit virüsüne karşı savaşını olumsuz etkileyebilir. Bundan sebep; fazla miktarda kanında virüs olan veya karaciğerinde ciddi hasar gelişen diyaliz hastalarına böbrek nakli önerilmez. Ancak sadece hepatit B veya C virüsü olan ve karaciğerde olumsuz etkiler oluşmayanlarda, böbrek nakli diyaliz tedavisinden daha sağlıklı ve uzun bir hayat sağlamaktadır. 

Laparoskopik Nefrektomi ile yakınlarınız size böbrek bağışlamak için hastanede iki gün yatarak, bir hafta içinde alıştığı düzene dönerek böbrek bağışlayabilir.

Almanın vermekten daha güç olduğu bir durum akrabadan nakil için organ almak olsa gerek… 

Hastalarda sıkça rastlanan durum onlara böbrek verecek bir yakınları olduğu halde canlı böbrek naklini tercih etmemeleridir. Belki bu yaklaşım; on sene öncesinde başarı oranları düşükken, yakınlarını boşa incitmek istemediklerinden kabul edilebilecek bir yaklaşımdı. Ama şimdi canlıdan böbrek nakli %95 başarılı sonuçlar vermektedir. Dahası sizi sevenler detaylı olarak incelenip, uygun sağlık halindeyse, böbrek yetmezliğine girme riski artmadan size bu güzel hediyeyi sunabilmektedir. Bu konuda elli yılı aşkın bir süredir böbrek bağışlayanların değerlendirildiği çalışmalar sonucu ortaya çıkan gerçeklerle karar verilmektedir. Böbrek bağışlayacak kişiden laparoskopik (kapalı teknik) ameliyatla böbrek çıkarılmakta ve ameliyat sonrası birkaç gün içersinde evlerinde olmaları sağlanmaktadır. Tüm bu gerçeklere rağmen sevdiğiniz kişinin, kızınızın, oğlunuzun, kardeşinizin incindiğini görmek çok ağır bir bedel olabilir. Ama sizinle bu hayatı uzun yıllar sağlıkla paylaşmak istiyorlar ise ve bunun karşılığında yapacakları fedakârlık onları mutlu ediyorsa, onlardan böbrek almayı kabul etmek, bir mutluluk olarak görülebilir. Bu bir nevi size verilen değer SİZİ kazanma çabasıdır.Canlı böbrek naklinde yakınınız sizin için bir böbreğini vermelidir.

  Nefrektomi; cerrahi olarak böbreğin çıkarılması operasyonudur. Günümüzde dünyadaki gelişmiş merkezlerde laparoskopik nefrektomi uygulanmaktadır. Laparoskopik girişim karın içersine küçük bir kesiden yerleştirilen bir kamera ve özel aletler kullanılarak yapılır. Daha sonra çıkarılan böbrek karın orta hattında 6-7 cm uzunluğunda bir kesi yapılarak karın dışına alınır. Laparoskopik girişimde daha küçük ve kas olmayan yerlerden yapılan karın kesileri sayesinde ameliyat sonrası daha az ağrı hissedilir. Buna bağlı olarak iyileşme dönemi daha kısadır. Vericiler genellikle 2-3 gün içersinde eve dönebilir ve birkaç hafta içersinde normal aktivitelerini kazanırlar. Canlı böbrek bağışının artmasında laparoskopik tekniğin kullanılması önemli katkıda bulunmuştur Laparoskopik yöntem sayesinde, böbreğini bağışlamayı düşünen kimselerin ameliyat stresi azalmış ve psikolojik olarak daha rahat bir ameliyat geçirmeleri sağlanmıştır. 

Böbrek veren kişinin gelecekte diyalize girme riski var mıdır? 

Düşünülenin aksine böbrek bağışlayanlarda böbrek yetmezliği riski artmaz. Bunun kanıtları: 

1. Bugüne kadar sadece Amerika'da 75 bin insan yakınlarına böbrek bağışlamıştır. Amerika ve Avrupa'da bugüne kadar böbrek bağışlayan kimselerle ilgili yapılan istatistiksel çalışmalar sonucu böbrek bağışlamanın böbrek yetmezliğine girme riskini arttırmadığı gözlenmiştir. 

2. Amerika ve Avrupa'da canlıdan organ naklinin artması için yakınlarına böbrek bağışlanmasına organ bağışı organizasyonları ve bizzat devlet kurumları tarafından destek verilmektedir. 

3. Toplumda bin kişiden biri tek böbrekli doğar. Bu kişiler hayatlarını sağlıklı olarak sürdürürler. 

4. Bazı böbrek hastalıkları ve kazalar sonucu böbreklerin birinin çıkarılması gerekebilir. Bu durumlarda bu kişilerin böbrek yetmezliğine girme riski normalden farklı değildir. 

5. Pek çok hastalık her iki böbreği birlikte yetmezliğe sokar. Bu sebeple böyle bir hastalık geliştiğinde iki böbrekli olmak böbrek yetmezliğini önleyecek bir avantaj sağlamaz. Aksine daha önce böbrek bağışlanması sayesinde zaten yetmezliğe girecek olan böbreğiniz bir yakınınıza hayat vermeye devam edecektir. 

Böbrek bağışlayacak kişi için böbrek yetmezliği riski olmasa da ameliyatın getireceği riskler vardır. Ölüm ve komplikasyon riski; appendektomi, fıtık onarımı ya da safra kesesi ameliyatına kıyasla çok daha düşüktür. Tüm dünyadaki verilere göre ölüm riski 1\3000 dir. %2 oranında yara enfeksiyonu, %1 kesi yerinden fıtık gelişmesi, %0.5 laparoskopik vakalarda barsak tıkanıklığı gelişmesi riski vardır. Bu riskler göze alındığı takdirde yakınınızın beş yıl sonundaki yaşama şansı %30'dan %90'a çıkacaktır. 

Canlıdan böbrek naklinde doku uyumu olmadan nakil yapılabilir mi? 

Canlı böbrek naklinde doku uyumu olmaksızın nakiller Amerika ve Avrupa'da uzun yıllardır yapılmaktadır. Bu nakiller sonrası on yıllık ve daha uzun dönemdeki takip sonuçları doku uyumu olan nakillerle birbirine yakın olarak bildirilmektedir. Bu konuda ülkemizde de doku uyumu olmadan nakil yapılmakta ve başarılı sonuçlar alınmaktadır. Günümüzde canlı vericisi olan bir hasta doku uyumu olmasa da başarılı sonuçlarla nakil olabilir. 

Kan grubu uyumu olmadan böbrek nakli uygun hastalarda bir seçenektir. 

Böbrek naklinin önünde aşılması gereken bir diğer önemli problem ABO kan grubu uyumu olmadan böbrek naklinin başarıyla yapılabilmesidir. Kan grubu uyumu olmadan nakil yapıldığında immünolojik riskler artmaktadır ve nakledilen böbreği vücut erken dönemde reddedebilmektedir. Kan grubuna karşı olan antijenlerin diyalize bağlanır gibi bir makineye bağlanarak kandan temizlendiği aferez denilen tedavi ve bağışıklık sistemini önemli ölçüde baskılayan yeni ilaçların kullanılması ile kan grubu uyumu olmadan nakil günümüzde yapılabilmektedir. Kan grubu uyumu olmadan nakil sonrası ilk bir sene önemli bir dönemdir. Bu hastalarda hastane yatışı uzayabilmekte ve bazı ek tedavilerin uygulanması gerekebilmektedir. Uzun dönem sonuçları merkezden merkeze farklı bildirilmekle beraber kadavra böbrek nakline göre daha başarılı, kan grubu uyumu olan böbrek nakline göre daha başarısızdır. Özellikle sağlıklı ve genç hastaların daha çok tercih edebileceği bir seçenek olabilir. 

A2 kan grubu olanlar O kan grubuna normal şartlarda böbrek verebilir. Alıcı ve verici arasında Rh faktörünün farklı olması önemli bir etken değildir. 

Günümüzde böbrek naklindeki gelişmeler sonucunda kan grubu uyumu olmadan da canlı böbrek nakli yapılabilse de başarı oranları uyum olması durumuna göre daha düşüktür. Kan grubu uyumu olmaması durumunda akılda tutulması gereken bir istisna durum vardır. Bu da A kan grubunun A2 alt grubu ile 0 kan grubu arasında çok büyük bir immünolojik farklılık olmadığından kan grubu uyumu olan bir durum olarak kabul edilebileceğidir. Bu sebeple 0 kan grubu olan hastalar vericileri A kan grubunun A2 alt grubundan ise sağlıklı bir nakil olabilirler. Bu arada kanda Rh faktörü bulunurken dokularda Rh faktörü bulunmaz. Bu sebeple alıcı ve verici arasında Rh pozitif - negatif olunmasının bir öneminin olmadığını bilinmelidir. 

Diyabet hastalarında böbrek nakli mutlaka uygulanmalı mı? 

Diyabet hastalarında kan şekerinin düzenli kontrol altında bulunmaması sonucu tüm vücuttaki hücreler hasar görür. Yıllar içerisinde diyabetin oluşturduğu hasar sonucunda genç yaşta görme kaybı, böbrek yetmezliği, koroner hastalığı, damar tıkanıklığı sebebiyle amputasyonlar gibi ilerleyen dönemde hastanın yaşam süresini ve kalitesini önemli ölçüde değiştiren problemler gelişir. Tip-1 diyabetli hastalarda normal popülasyona göre kör olma riski 25 kat, böbrek hastalığı 17 kat, ekstremitelerinde gangren gelişmesi 5 kat, koroner kalp hastalığı 2 kat daha fazla görülmektedir. Bu sebeple diyabetik hastalarda kan şekerinin düzenli olarak kontrol edilmesi ve normal değerlerine yakın tutulması önemlidir. Pankreas nakliyle kan şekerinin ideal olarak kontrolü sağlanır ve diyabetin sebep olacağı bu problemlerin gelişmesi önlenir. 

Toplumda yanlış bir düşünce diyabet hastalığının (Şeker hastalığı) böbrek nakli olmasının uygun olmayacağıdır. Bu çok yanlış, çünkü şeker hastalığı vücudu zaten yıprattığından buna böbrek yetmezliği ve diyaliz tedavi yükünü eklemek hastayı daha çabuk yıpratabilir. Bu sebeple diyabet hastalarına böbrek nakli olma şansının tanınmalıdır. Tip I diyabet hastalarında pankreas ve böbreğin aynı zamanda nakledilmesi ile, tek bir operasyon sonucunda diyaliz ve insülin tedavisinden kurtulmak mümkündür. 

Sonuçta; nakil oranının artması hem daha sağlıklı yaşam hem de uzun vadede ekonomik katkıda bulunacaktır. Bu sebeple organ bağışının teşvik edilmesi ve nakil oranının artırılması önem arz etmektedir.