Yeni tanımlanan bu kan grubuna, taşıyıcısının kökenine atıfla “Gwada negatif” adı verildi. Bu özel kan grubunun sahibi ise Karayipler’de yer alan Guadeloupe Adası’ndan 54 yaşında bir kadın. Şu anda Paris’te yaşayan bu kadının kan örnekleri üzerinde yıllar süren incelemeler yapıldı. Tıp literatüründe kan gruplarının 48. sistem olarak kayda geçtiği bu buluş, bilim dünyasında büyük heyecan yarattı.
Aslında bu gizemli kanın fark edilmesi 15 yıl öncesine dayanıyor. Kadın, rutin bir ameliyat öncesi testten geçirilirken doktorlar, daha önce hiç karşılaşmadıkları bir antikor ile karşılaştılar. O dönemde bu bulgunun anlamı tam olarak çözülemedi. Uzmanlar, “olağan dışı bir varyasyon” ihtimali üzerinde durdu, fakat kesin kanıt sunacak teknolojiye sahip değillerdi. Yıllarca süren belirsizlik, adeta bir medikal sır gibi taşındı.
Ta ki 2019 yılına kadar… Gelişen DNA dizileme teknikleri, bu gizemin çözülmesini sağladı. Araştırmacılar, kadının her iki ebeveynden de mutasyona uğramış özel genler miras aldığını ortaya çıkardı. Bu mutasyonun sonucunda daha önce tanımlanmamış, benzersiz bir kan grubu oluşmuştu. İşte bu eşsiz genetik yapı, “Gwada negatif” adıyla kayıtlara geçti.
Keşif, yalnızca Fransa’da değil, uluslararası tıp çevrelerinde de geniş yankı uyandırdı. Haziran 2025’te Milano’da düzenlenen Uluslararası Kan Transfüzyonu Derneği (ISBT) konferansında bu yeni kan grubu resmen kabul edildi. Böylece “Gwada negatif”, dünya çapındaki resmi kan grubu listelerine eklendi. Bu gelişme, transfüzyon tıbbında yeni kapıların açılacağına işaret ediyor.
EFS bünyesindeki biyolog Thierry Peyraard, keşfin önemini şöyle değerlendirdi: “Bu, genetik çeşitliliğin insanlık tarihinde ne kadar geniş ve şaşırtıcı olabileceğinin bir kanıtıdır. Bir kişide bulunan bu nadir özellik, ileride başka bireylerde de karşımıza çıkabilir.” Peyraard’a göre bu çalışma sadece bilimsel merakın değil, aynı zamanda hayat kurtarma çabasının bir ürünü. Çünkü nadir kan gruplarının tespiti, ileride ihtiyaç duyulacak güvenli kan transfüzyonları için kritik önem taşıyor.
Bilim insanları, şu anda dünya genelinde benzer genetik özelliklere sahip başka bireylerin bulunup bulunmadığını araştırıyor. Eğer aynı mutasyona sahip kişiler tespit edilirse, bu kan grubunun tek kişiye özgü olmaktan çıkabileceği düşünülüyor. Ancak şimdilik, bu keşif tamamen benzersiz durumda. Bu da onu tıp tarihinde eşi benzeri olmayan bir vaka haline getiriyor.
Uzmanlara göre, bu tür buluşlar sadece bir kişinin değil, insanlığın tamamının yararına. Çünkü kan nakilleri sırasında nadir kan gruplarının doğru tanımlanması hayat kurtarabiliyor. Yanlış kan transfüzyonları ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Dolayısıyla “Gwada negatif” kan grubunun tanınması, hem bilim hem de sağlık açısından yeni bir güvenlik katmanı eklemiş oldu.