Peki ya şimdi yani ahir zamanda ne yapıyoruz?
Kadının ve erkeğin her şeyden önce insan oldukları gerçeğini unutarak onlara bir ırkçılık türü olan cinsiyetçilik gözlüğü ile bakıyoruz.
Kadınlarımızı sokak ortasında, AVM teraslarında katlediyoruz…
Yol ortasında araçtan atıp, ölüme terk ediyoruz.
2018 yılında kadın cinayeti arttı. 2018’de 440 kadın kardeşimiz erkek şiddeti ile hayatını kaybetti.
Bunların sebebi de bence cezaların caydırıcı olmaması…
Namus kavramının arkasına sığınarak ölen kadını ‘namussuz’ diye nitelendirilip, )ki o kadın öldüğü için öldüren adam ne derse ona inanılacak) erkeğin cezasında indirim yapılıyor.
Adam dediğime bakmayın, kadına el kaldıran erkeğe kimse adam demez.
Bir an önce cezaların çok daha caydırıcı olacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekir.
Keşke kadınlar ölmese, erkekler de dört duvar arasına mahkum olmasa…
Keşke ‘Cennet annelerin ayakları altındadır’ diyen peygamberimiz gibi bizler onun ümmeti de onun gibi davranıp, düşünüp ve uygulamaya alsak…
Şiddet tamamen çözülecektir.
Ve kadına yönelik şiddet ve baskı sadece ülkemizin değil, tüm dünya kadınlarının sorunudur. Uğradığı haksızlıklar, adaletsizlikler, ayrımcılıklar karşısında kadının yanında yer almak, insan olan herkesin görevidir.
İnsan kalabilmek dileğiyle…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun….