Bilgiyurdu Gençlik Eğitim ve Kültür Derneği binasında 15 Temmuz darbe girişimini kınamak amacıyla basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısına çok sayıda dernek üyesi katılırken, Dernek Başkanı Mustafa Öztürk, darbenin, devletin hukuk düzenine, milletin birlik ve bütünlüğüne kasteden bir eylem olduğunu söyledi.
Darbenin kargaşa, anarşi ve gözyaşı olduğunu söyleyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Akıl ve vicdan sahibi her insan darbeye karşıdır. İnsanî değerlerin yüceliğine inandığımız, milletimizin huzurunu hukukun üstünlüğünde gördüğümüz ve kurumsal varlığımızı demokratik düzene borçlu olduğumuz için biz de bir sivil toplum örgütü olarak bütün varlığımızla darbelere karşıyız. 15 Temmuz darbe girişimi, bir dizi hata, yanlışlık ve ihmalin bir sonucudur. Feto örgütünün yıllar öncesinden beri sistemli olarak devlet kurumlarına yuvalanması siyasi hesaplarla, maalesef hep görmezden gelindi. Mesela, Necip Hablemitoğlu bu örgütün sinsi faaliyetlerini deşifre eden makaleler ve kitaplar yazdı ama sesini kimselere duyuramadı. Sonunda bir suikasta kurban gitti. Cinayet, hâlâ fail-i meçhul… Çünkü araştıran, üstüne düşen olmadı. Bilgiyurdu Derneği olarak biz de dergimizde ve düzenlemiş olduğumuz konferanslarda bu tehlikeyi dile getirdik ama biz de kimselere meramımızı anlatamadık. Uyarılar dikkate alınsaydı 15 Temmuz felâketini ülkemiz yaşamamış olacaktı. Bunları iktidarı eleştirmek amacıyla söylemiyoruz, illegal yapıların devlet kurumlarına sızmalarını önlemek için önlem alınması gerektiğini vurgulamak amacıyla söylüyoruz. Bizler milletimizin çıkarlarını her şeyin üstünde tutan Türk milliyetçileriyiz. Milliyetçilik, milleti temel alıp millî iradeyi, millî egemenliği ve millî bağımsızlığı savunduğu için demokratik bir harekettir. Dolayısıyla Türk milliyetçileri olarak bütün darbe ve diktatörlüklere karşıyız. İktidarlar seçimle gelip seçimle gitmeli. Parlamenter demokrasiyi, kuvvetler ayrılığını ve yargı bağımsızlığını, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi olduğu için savunuyoruz."
Öztürk, halkına silah doğrultan darbeciler ve tüm işbirlikçilerin, hukuk içinde ve yargı önünde hesap vermesi gerektiğine vurgu yaparak, "Soruşturmalar, kesinlikle Anayasa ve hukuk çerçevesinde yapılmalı, bir cadı avına asla dönüştürülmemelidir. Siyasi iktidar ve devlet organları, halkın kutuplaştırılmasına, Türk Silahlı Kuvvetlerinin düşman gibi gösterilmesine dönük her türlü girişim ve ortamın bertaraf edilmesine gayret etmelidirler.Darbenin panzehiri demokrasidir, hukuk devletidir. Bugün en çok buna ihtiyacımız var. Çünkü Türk toplumu adalet ve huzur istiyor" şeklinde konuştu.
