Son zamanlarda memlekette iki soru çok popüler: "Fantezin var mı?" "Çam devirme hikâyen var mı?"
Her ne kadar toplum son zamanlarda Hasan Can Kaya'nın "Konuşanlar" isimli şov programında bu iki soruyu farklı bir jargonda duysa da, bu sorular Büyükşehir'in icraatlarıyla bir araya getirince ortaya çıkan manzara epey manidar.
Zira bugünlerde bazı yerel kararlar tam anlamıyla bu iki sorunun arasında gidip geliyor.
İşte elimizde taptaze bir örnek:
Kartal Katlı Kavşağı Projesi.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi, şehrin orta yerine yeni bir “katlı kavşak” kondurmaya hazırlanıyor. Kredi bulunmuş, ihale için düğmeye basılmış. Projeye dair kâğıt üstünde birçok plan hazırlanmış.
Peki, bu projeyi şehrin halkından kim biliyor?
Kim analiz etti?
Şehrin bu kısmında yaşayan, çalışan, sabah akşam trafikte boğulan kaç kişi bu projeye dair bilgi sahibi?
Bir şehir, yaşanabilirliğini halkla kurduğu diyalogla inşa eder. Oysa burada, şehrin orta yerine adeta “dönüşü olmayan bir kazulet” dikilmek isteniyor. Peki, bu gerçekten ihtiyaç mı? Yoksa başka yerlerdeki alternatif çözümlerle, daha az maliyetli, daha az yıkıcı ama daha verimli adımlar atılamaz mıydı?
Mesela…
Organize ’den Talas’a bağlanan 15 Temmuz Bulvarı üzerinde, Mustafa Çelik döneminde planlanan alt geçitler yapılsa, trafik daha akışkan hâle gelse, Kartal Kavşağı zaten rahatlamaz mıydı?
Veya…
Hulusi Akar Bulvarı ile Halef Hoca Caddesi kesişim noktasına ışıksız bir araç alt geçidi inşa edilse, Kartal Kavşağı’ndaki yük azalmaz mıydı?
Ya da…
Mustafa Çelik zamanında hazırlanan, Farabi Caddesi’nden devam eden ve Köşk Kışlası’nın altından tüp geçitle Talas Bulvarı’na açılması planlanan güzergâh hayata geçirilse, Kartal’daki tıkanıklık biraz olsun çözülmez miydi?
Ama yok, illa “fantezi” olacak.
Halktan kopuk, kimsenin tam olarak neye yaradığını anlayamadığı, milyarlarla ölçülen dev projelerle saygınlık yapılacak.
Kendi trafik problemini çözememiş şehir, ‘katlı kavşakla çağ atlayacak!
İyi de, bu gerçekten ihtiyaç mı?
Yoksa bu bir fantezi mi?
Üstelik bu proje, bir de şehitlik alanını işgal etme riski taşıyordu. Neyse ki Dünya Bankası, şehitliğe müdahale edilen projeyi onaylamamış da, o absürtlük şimdilik rafa kaldırılmış.
Yani projenin “en uçuk” noktası şimdilik iptal ama geri kalan kısmı hâlâ masada.
O yüzden buradan bir hatırlatma yapmakta fayda var:
Sayın Memduh Başkan, aman dikkat!
“Fantezi yapalım” derken, sonra bu şehir bir Çam devirme hikâyesine daha uyanmasın.
Bu şehir, ne plansızlığa ne de “mış gibi” çözümlere daha fazla tahammül edemez.
İşin özü belli:
Halka sor, uzmanı dinle, şehir hafızasını oku.
Şehri betonla değil, akılla yönet.
Yoksa bir sabah, uyandığımızda bir beton yığınına bakar, birileri çıkar “burası Kartal Kavşağı” der.
Biz de sorarız:
"Bu kimin fantezisiydi?"
"Bu çam devirme hikâyesi ne zaman yazıldı?"