27 Ekim tarihinde Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6.1'lik büyük depremin ardından artçılar yaşanmaya devam ediyor. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Balıkesir'de büyük bir deprem olur mu sorusunu cevapladı.
Çevre illerden de hissedilen artçı depremler vatandaşları endişelendirmeye devam ediyor. CNN Türk canlı yayınının konuğu olan deprem uzmanı, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Balıkesir'de büyük bir deprem olur mu sorusuna yanıtladı. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un “Eğer bu depremler başka bir yöne doğru yayılım gösterseydi, yeni kırılma fayları oluşturabilirdi” açıklaması bir nebze de olsa vatandaşları rahatlattı.
Üşümezsoy: Çok fazla deprem olması bir risk teşkil etmez
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Üşümezsoy, “Ne olduğunu düşünebilmemiz için elimize bir resim çıkacak. Sındırgı’daki depremde ilk 6.1’lik depremde fay kırıldı. Artçılar sındırgı dağının güneyine doğru ilerledi” dedi.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, “İki tane kavramı anlatmak istiyorum. Çok fazla deprem olması bir risk teşkil etmez. Santorini’de olduğu gibi, Simav çevresinde, Yeşildere gibi bölgelerde olduğu gibi. Buna ‘deprem fırtınası’ diyoruz. Deprem fırtınası, ana bir fay dizilimini yırtan büyük depremler değil, küçük küçük fayları kıran, enerjiyi azar azar boşaltan depremlerdir.
Şimdi bu bilgiden sonra gel gelelim Sındırgı'daki depremlere… Biz demiştik ki, burada Sındırgı dizilimindeki faylar, yeni oluşan küçük faylarda oluşan depremler. Sındırgı Dağı etrafında bir sürü küçük fay var.
Bunlardan biri yaklaşık 100-150 kilometrelik bir alana yayıldığı zaman 6.1’lik ikinci deprem oldu. 4’lük depremlere baktığımız zaman yayılmış durumda. Kimse Sındırgı'yı ağzına almazken ben Sındırgı'yı söylemiştim. Orada ikinci deprem oldu. Benim korktuğum üçüncü bir deprem olur mu? Diyeydi” dedi.
Üşümezsoy: ‘Korkum üçüncü depremin olmasıydı’
Üşümezsoy, “Dağ içinde bir dizi depremler oluyor. Bunların bazıları 5’lik, yani yaklaşık 3 kilometrelik bir yüzeyin yırtılmasıyla oluşuyor. Bazıları 4’lük, yani 1 kilometre çapında kırılmalar. 6’lık bir deprem olsaydı 100 kilometrelik bir yüzeyin yırtılması gerekirdi. Küçük küçük depremler olduğu için bu deprem fırtınası oluşturuyor.
Bu korkulacak olay değil. Ana fay dizilimini yırtmadığı için sorun yok. Bu anlamda baktığımızda yeni faylarda sürekli olan depremler bu alanda olduğu için, taze bir fayda yeni bir deprem göstermiyor. Güneyden aşağıya inen fayda hareket görmüyorum. Ancak 6’lık iki deprem arasındaki kesimlerde enerji birikimi olabiliyor. Küreme faylar birbiri ardında oluşuyor” açıklamalarında bulundu.
Üşümezsoy: Çok fazla artçı olması önemli değil
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, “Üçüncü deprem gelir mi diye kuşkum vardı, bugün itibarıyla o kuşkum daha az. Bu depremlerin oluşumuna rağmen. Eğer bu depremler başka bir yöne doğru yayılım gösterseydi, yeni kırılma fayları oluşturabilirdi.
Fakat şu anda kırılmış bir düzen fayı var ve yeni bir yüzey bulamıyoruz. Çünkü tüm bu depremler aynı alan içinde kaldı. Üçüncü bir deprem gözükmüyor. Bu nedenle yeni bir büyük deprem gözükmüyor. Deprem fırtına olması depremin olacağını göstermiyor. Yeni bir faya doğru gitmiyor. Çok sayıda artçı olması önemli değil. Eğer bir fay düzeninin çevresinde bir stres haritası çizilmişse, bu sadece enerjinin boşaldığını gösterir. Kırılmış alanların aralarında artçılar oluyor” ifadelerini kullandı.




