Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı iş birliğiyle düzenlenen Aile ve Kültür Sanat Sempozyumu, aile kavramının kültürel, sanatsal ve toplumsal etkilerini ele almak üzere iki gün boyunca geniş katılımlı oturumlara sahne oldu. Programa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.
Sempozyumun açılışında konuşan Bakan Göktaş, aile kurumunun Türk toplumunda taşıdığı kadim öneme dikkat çekti. Modern yaşamın getirdiği dijitalleşme, bireyselleşme ve tüketim odaklı alışkanlıkların aile bağlarını zayıflattığını belirten Göktaş, bu dönüşümün özellikle genç kuşaklar arasında iletişim kopukluklarına neden olduğuna değindi.
Bakan Göktaş, konuşmasında dijital dünyanın risklerine de dikkat çekerek, aileyi hedef alan tehditlerin giderek arttığını ifade etti. Dijital mecralarda yayılan şiddet, istismar, siber zorbalık ve cinsiyetsizleştirme gibi akımların aile yapısını olumsuz etkilediğini söyleyen Göktaş, kültürün ve sanatın aileyi koruyan yönüne dikkat çekti.
Konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Kültürümüzün ve sanatımızın bütün büyük damarlarında hep ailenin izi vardır. Sözlü kültürden yazılı edebiyata, geleneksel mimariden modern sinemaya kadar her unsur aileyi hem değerlerimizi nesillere aktaran hem de kültürel yapıyı inşa eden kaynak olarak ele alır. Bu açıdan aileyi merkeze alan kültür politikaları aslında geleceğe yapılan en stratejik yatırımdır.”
“2025 Aile Yılı ile birlikte topyekûn seferberlik ruhu başladı”
Bakan Göktaş, 2025 Aile Yılı çerçevesinde yürütülen faaliyetlere değinerek Türkiye genelinde kurumların, yerel yönetimlerin, akademisyenlerin ve sivil toplum kuruluşlarının aktif rol aldığını belirtti.
“2025 Aile Yılı ile birlikte Türkiye’nin dört bir yanında topyekün seferberlik ruhu başladı. Tüm kurumlarımız, yerel yönetimler, sivil toplum, akademi, iş dünyası ve gönüllüler samimi katkılarıyla bu vizyonu büyük bir harekete dönüştürdü.” diyerek sürecin kapsamlı bir dayanışma ruhuyla ilerlediğini aktardı.
Ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik oluşturulan Aile Enstitüsü, Nüfus Politikaları Kurulu ve Aile ve Gençlik Fonu gibi yeni kurumsal yapıların önemini vurgulayan Göktaş, gençlere sunulan desteklerin yuva kurma sürecinde kritik bir rol üstlendiğini söyledi.
“Aile ve Gençlik Fonu, gençlerimizin yuva kurma yolculuğunda onları destekleyen, geleceğe daha güvenle adım atmalarını sağlayan güçlü bir dayanaktır.” ifadeleriyle bu destek mekanizmasının altını çizdi.
“Aileyi korumak stratejik bir önceliktir”
Konuşmasının devamında Türk medeniyetinin aile merkezli bir yapı üzerine kurulduğuna değinen Göktaş, aileyi güçlendirmeye yönelik tüm politikaların uzun vadeli ve milli bir atılım olduğuna dikkat çekti.
“Bizim medeniyetimiz; yüzyıllardır aileyi merkeze alan köklü bir hikmet birikimi üzerine yükselmektedir. Tarih, bize hep şunu gösterdi; ailesi güçlü olan milletler, en zorlu dönemlerden güçlenerek çıkar.” diyen Göktaş, kültür ve sanatın da bu misyonu destekleyen bir araç olması gerektiğini vurguladı.
Ayrıca sanatçılara seslenen Bakan, eserlerini aileyi güçlendirecek bir perspektifle üretmeleri çağrısında bulundu:
“Kültür ve sanat, değerlerimizin taşıyıcısı olan ailemizi koruyan, destekleyen, güçlendiren bir yapıda olmalıdır. Bu yüzden tüm sanatçılarımıza eserlerini bu duyguyla üretmeleri çağrısında bulunuyorum.”
Sempozyum, aileyi kültürden dijital dünyaya uzanan geniş bir çerçevede ele alarak yeni politika adımlarına zemin oluşturdu. Bakan Göktaş, 2025 Aile Yılı’nın bir takvim projesi olmanın ötesinde, toplumun bütün kesimlerinde karşılık bulan büyük bir dayanışma ilanı olduğunu vurguladı.
