Kayseri Haber / Kayseri’de bulunan ve bugün Tıp Tarihi Müzesi olarak kullanılan Gevher Nesibe Darüşşifası, yalnızca bir Selçuklu eseri değil, aynı zamanda 818 yıllık bir aşkın, fedakârlığın ve insanlığa adanmışlığın sembolü olarak dikkat çekiyor. Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçaslan’ın kızı Gevher Nesibe Hatun’un hüzünlü yaşam öyküsü, tarihte iz bırakan bu önemli yapının ortaya çıkmasına vesile oldu.
Kayseri’de Aşk Ayrılık ve Bir Vasiyet
Selçuklu soyundan gelen Gevher Nesibe Hatun, kara kaşlı, kara gözlü, ak yüzlü bir Türk kızı olarak anlatılır. Gönlünü Selçuklu ordusunun komutanlarından bir sipahiye kaptıran Nesibe Hatun’un bu aşkı, ağabeyi I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından kabul görmez. Sipahiyi Kayseri’den uzak tutmak isteyen Keyhüsrev, onu bir muharebeden diğerine gönderir. Ancak bu karar, acı bir sonla noktalanır ve sipahi, kanlı bir savaşta şehit düşer.
Sevdiğinin ölüm haberini alan Gevher Nesibe Hatun, derin bir üzüntüyle vereme yakalanır ve yatağa düşer. Doktorların çare bulamadığı bu hastalık, onu ölüm döşeğine sürükler. Kız kardeşini ziyaret eden Gıyaseddin Keyhüsrev, son dileğini sorduğunda Gevher Nesibe Hatun, mal varlığıyla kendi adına bir şifahane yaptırılmasını ister. Bu vasiyet, onun insanlığa bıraktığı en büyük miras olur.
818 Yıldır Şifa Dağıtan Selçuklu Mirası
Gıyaseddin Keyhüsrev, kız kardeşinin vasiyetini yerine getirmek için harekete geçer. 1204 yılında temeli atılan hastane, iki yıl içinde tamamlanarak 1206 yılında hizmete açılır. Gevher Nesibe Hatun’un türbesi de hastanenin içine inşa edilir. Daha sonra Selçuklu sultanlarından İzzeddin Keykavus, yapının doğusuna bir tıp okulu ekletir. 1210 yılında yapımına başlanan bu okul, dört yılda tamamlanır.
Asırlar boyunca hizmet veren Gevher Nesibe Darüşşifası ve Tıp Medresesi, 1890 yılına kadar hastalara şifa dağıtmaya devam eder. Burada görev yapan hekimlerin, akıl hastalarını müzikle tedavi ettiği ve ruhlarına dinginlik vermeye çalıştığı da bilinir. Bugün Kayseri’de Tıp Tarihi Müzesi olarak ayakta duran bu yapı, 818 yıl önce yaşanan bir aşkın, insanlığa adanmış bir iyiliğe dönüşmüş en anlamlı örneklerinden biri olarak hafızalarda yer alıyor.



