İYİ Parti Talas Belediyesi Meclis Üyesi ve Talas İlçe Başkan Adayı Hadiye Hakkomaz Şahin, partisinin yöresel etkinliğinde gündeme ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Şahin, terörle mücadele, sığınmacı politikası, eğitim, ekonomi ve yönetim biçimine dair değerlendirmelerinde “şehit anaları” vurgusunu öne çıkararak bazı “çözüm” adımlarının ihanet süreci başlattığını savundu.
'Şehit anaları ağlamasın' söylemiyle yapılan propagandalar eleştirildi
Şahin, konuşmasında şunları söyledi:
“Yağlı urganda bin kez idam edilse öfkemizin geçmeyeceği terörist elebaşı meclise davet ediliyor. Çözüm adı altında ihanet süreci başlatılıyor. Şehit anaları ağlamasın denerek 50 bin şehidin katilini affetmek adına propagandalar yapılıyor"
Bu sözlerle Şahin, meclis ve kamusal alanda terörü temsil ettiği iddia edilen isimlerin normalleştirilmesine karşı sert tepki gösterdi.
'Uçacağız' yalanı
Şahin, ekonomik krize ilişkin eleştirilerinde, vergi adaletsizliği ve kur korumalı uygulamalara dikkat çekti. Konuşmasından öne çıkan noktalar:
“Uçacağız yalanlarına inananların çoğunluğu yüzünden adı konulmamış yıllarca süren krizi yaşıyor. Vergisini ödeyen direnip kıt kanaat geçinirken, orta direk eriyip emekli açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verirken zengin “kur korumalı” hilesi ile malına mal katıyor. Asgari ücretli ülkenin en çok vergi ödeyeni iken yandaş firmaların milyarlık borçları siliniyor"
Yönetim sistemine yönelik değerlendirmesinde ise, yasama-yürütme-yargı erklerinin birbirinden ayrışmasının zayıflatıldığını; “uydurma bir başkanlık sistemi” ile tek adam rejimine geçiş iddiasını dile getirdi.
'Sınır namustur' vurgusu
Sığınmacı ve güvenlik politikalarına dair açıklamalarında Şahin, şu iddiaları aktardı:
"Sınır namustur” anlayışıyla asker konuşlanmasını stratejik bölgelere yapan, sınırdan kuş uçurmayan bir ordusu varken, her nasılsa iç savaş başlayacak ülkelerin sınırındaki tüm mayınlarımızı temizliyor. İç savaş çıkınca tüm çapulcuları ülkeye alıyor, tecrit bölgesi ayarlamak yerine ülkenin dört bir köşesine yayıyor. Suç işlediklerinde duyulmasın diye polis telsizleri kısılıyor, Ensar-Muhacir deyip din sömürüsü yapılıyor. Askerimizi diri diri yakan IŞİD terör örgütüne mensup, kimliği belirsiz birçok terörist ülkemize alınıyor"
'Köklü mahalleler suç batakhanesine dönüşüyor'
Sözlerinin devamında Hokkamaz, "Yine her nasılsa, sözde savaştan kaçan ancak seri üretimle yılda iki kez doğum yapabilen çocuk fabrikalarına sınırsız sağlık hakkı tanınıyor. Kendilerinin dahi kıymet vermediği mülteci çocuklarına vatandaşlık veriliyor, tüm sığınmacılar maddi ve manevi olarak ihya ediliyor. Bu da yetmezmiş gibi, şehirlerin en eski mahallelerinde kentsel dönüşüm gerçekleşemediğinden izbe bir halde duran konut stoğu olan bölgeler bir anda ‘kurtarılmış bölgelere’ dönüşüyor"
'Sahte diplomalılarla gerçekçi eğitim ortadan kalktı'
Eğitim sistemine dair eleştirilerde Şahin, eğitimin niteliğinin düştüğünü savunarak, “Türk halkı bu mahallelerde, sokakta araba ile bile dolaşmaya korkar hale geliyor; köklü mahalleler suç batakhanesine dönüşüyor. Eğitimiyle dünyanın sayılı bilim insanlarını yetiştirip, ilkokul mezununun bile kültür seviyesinin üst düzey olduğu bir sistem, eğitimci olmayan bakanlar eliyle sahte diplomalılarla gerçek diplomalıların ayırt dahi edilemeyeceği bir seviyeye indirgeniyor" dedi.
Üniversitelerde ve sınav sisteminde yaşanan erozyon, mezunların istihdam edilememesi ve diplomalı işsiz sayısındaki artışa dikkat çekti.
Toplumsal kutuplaşma ve milliyetçilik vurgusu
Konuşmasının sonunda Şahin, milliyetçilik ve Atatürkçülük vurgusu yaptı:
“Ben; Atatürkçü, milliyetçi, cumhuriyetçi, laik bir Türk’üm… Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ve İstiklal Marşını özümsemiş tek bir Türk kaldığı müddetçe bu ülkeden umudumuzu kaybetmeyiz"
Şahin, muhafazakar ve milliyetçi taban açısından tepki çeken uygulamalara karşı kararlı bir duruş sergilediğini ifade etti.
