Nevşehir’in Ürgüp ilçesine bağlı Karain Köyü başta olmak üzere, çevredeki üç köyde yaşanan ölümcül bir tehlike, yıllar sonra yeniden gündeme geldi. Solunan havadaki mineral tozları nedeniyle çok sayıda insanın akciğer zarı kanseri (mezotelyoma) nedeniyle hayatını kaybettiği köyler, zamanla tamamen boşaltıldı. Kanserli köylerin hüzünlü hikâyesi, bir dönem Kayseri başta olmak üzere çevre illerde de büyük tedirginlik yaratmıştı.
1970’lerden itibaren artan ölümler, bilim insanlarını harekete geçirdi
1970’li yıllarda Karain Köyü’nde başlayan kanser vakaları üzerine Hacettepe Üniversitesi’nden bilim insanları bölgeye gönderildi. Yapılan detaylı araştırmalar sonucunda, evlerin yapımında kullanılan ve içinde eriyonit adlı mineral bulunan kaya tüflerinin, ciddi oranda kansere yol açtığı tespit edildi.
Özellikle köylerdeki toprak ve duvar yapılarında bulunan bu maddenin solunması, zaman içinde köy halkı arasında mezotelyoma vakalarının hızla artmasına neden oldu. Sadece Karain değil, Tuzköy ve Sarıhıdır köylerinde de benzer bulgulara ulaşıldı.
Meclis devreye girdi, köylerin boşaltılması kararlaştırıldı
Bilimsel raporların ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), bölgedeki köylerin tamamen tahliye edilmesine karar verdi. Fakat bu süreç, hem bürokratik engeller hem de konut yetersizliği nedeniyle yıllar boyunca ertelendi.
1980 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Tuzköy’ün taşınmasına yönelik ilk adım atılsa da çeşitli sebeplerle uygulanamadı. 2004 yılında tekrar gündeme gelen proje sonunda hayata geçirildi. Tuzköy’ün birkaç yüz metre ötesine, yeni ve sağlıklı bir yaşam alanı inşa edildi. Ancak konut sayısının yetersiz olması nedeniyle birçok hane eski yerlerinde kalmak zorunda kaldı.
TOKİ devreye girdi, yeni bir yaşam kuruldu ama…
2012 yılında TOKİ, Karain Köyü halkı için yeni bir yerleşim birimi inşa etti. 2014'te tamamlanan ve 2017’de teslim edilen 127 konut, köy sakinlerine umut ışığı oldu. O dönemin Ürgüp Belediye Başkanı Fahri Yıldız, projeyle ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:
"Evlerin üst katı yaşam alanı, alt katı ise köylülerin ürünlerini depolayabileceği şekilde tasarlandı. Hem köy hem şehir yaşamını birleştiren örnek bir proje oldu."
Ancak köy nüfusundan daha az sayıda konut yapılması, birçok aileyi mağdur etti. Riskli bölgelerde yaşamaya devam eden insanlar hâlâ kansere karşı büyük bir tehdit altında.
Kayseri'de tedirginlik yıllarca sürdü
Bu gelişmeler, özellikle Kayseri’nin kırsal mahallelerinde büyük yankı uyandırmıştı. Benzer kaya yapılarının Kayseri’nin bazı bölgelerinde de bulunması, halk arasında uzun yıllar "acaba bizde de var mı?" korkusunu doğurmuştu. Melikgazi ve Talas ilçelerindeki eski yapılar, bir dönem mercek altına alındı.
Erciyes Dağı eteklerindeki bazı köylerde, yapı malzemesi olarak kullanılan taşların incelenmesi için üniversitelerden destek istenmiş, ancak şu ana kadar halk sağlığını tehdit eden bir bulguya ulaşılamamıştı. Yine de bu olay, çevre illerde doğal yapı malzemelerinin daha titizlikle incelenmesine vesile oldu.
Fotoğrafçılar ve gezginler için 'ölümcül güzellik'
Terk edilmiş yapılar bugün, adeta birer hayalet köyü andırıyor. Sessizlik ve doğanın geri aldığı evler, hem ürkütücü hem de etkileyici görüntüler sunuyor. Bu nedenle özellikle belgeselciler, doğa fotoğrafçıları ve tarih meraklıları için bölge büyük ilgi görüyor. Aynı zamanda Karain köyünün son hali de sosyal medyada yeniden dikkat çekti.