1873 yılında Kayseri’nin Develi ilçesine bağlı Çöten Köyü’nde dünyaya gelen Müftü Numan Cebeci’nin babası İsmail Efendi, annesi ise Ayşe Hanım’dır. İlk eğitimini Everek Rüştiye Mektebi’nde üçüncü sınıfa kadar tamamladıktan sonra, öğrenimine Kayseri’de Gözübüyük Medresesi’nde Hamurculu Osman Efendi’nin öğrencisi olarak devam etti.

Eğitimini başarıyla tamamlayarak diplomasını alan Numan Efendi, memleketine dönerek öğretmenlik görevine başladı. Everek’teki Halasiye Medresesi’nde iki ay sonra ders vermeye başlayan genç hoca, kısa sürede ilmiyle çevresinde tanınır hale geldi.

Gözübüyük Medresesi’nin teklifini reddeden mütevazı hoca
Hocası Hamurculu Osman Efendi’nin vefatı üzerine Gözübüyük Medresesi’nin başına geçmesi teklif edilse de, ailesinin ve mal varlıklarının Develi’de olması nedeniyle bu teklifi kabul etmedi. Ancak ilim aşkından ve halka hizmetten hiç vazgeçmedi.

Develi’nin “Kara Müftü”sü
1914 yılında Develi müftülüğüne atanan Numan Efendi, halk arasında esmer teni ve kısa boyu sebebiyle “Kara Müftü” lakabıyla tanındı. Kendine has mahalli şivesiyle konuşsa da, etkileyici hitabetiyle cami kürsülerinde saatlerce dinleyenleri büyülerdi.

Küçük bir notla saatler süren konuşmalar yapan Kara Müftü, hem dini hem de milli konularda tavizsiz bir duruş sergiledi. Fatiha Suresi’ni Kur’an-ı Kerim’in özeti olarak görür, bu sure üzerine bir Ramazan boyunca vaaz verebileceğini söylerdi.

Kara Mütfü Numan Cebeci (3)Milli Mücadele’nin manevi önderlerinden
Milli Mücadele yıllarında, Develi halkını bağımsızlık için seferber eden en önemli isimlerden biri oldu. Mustafa Kemal Paşa’nın, Kayseri ulemasından milli mücadeleye destek fetvası istemesi üzerine, çekingen davranan âlimler arasında yalnızca Müftü Numan Efendi cesaret gösterdi.

Ankara fetvasından önce, Milli Mücadele’nin meşruiyetine dair fetvayı hazırlayarak Mustafa Kemal Paşa’ya gönderdi. Bu fetva, bölgedeki direniş ruhunun güçlenmesinde büyük rol oynadı.

Müdafaa-i Hukuk’un Develi’deki mimarı
Müftü Numan Cebeci, Develi’de kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin 16 kurucusundan biriydi. Cami kürsülerinden halka hitap ederek bağımsızlık mücadelesine katılmaya çağırdı. Haçın (bugünkü Saimbeyli) kurtarılması için oluşturulan milis kuvvetlerinin başında yürüyerek askere moral verdi. Onun son konuşmasında hem kendisi hem de askerler gözyaşlarına hâkim olamadı.

Zeki talebe, uykusuz hoca
Hocası Hamurculu Osman Efendi’nin bile takdirini kazanan Numan Efendi, gençlik yıllarında öyle derin sorular sorardı ki, hocası gece geç saatlere kadar ders çalışmadan rahat edemezdi. Osman Efendi, “Develi’den öyle zeki bir talebe geldi ki, hazırlıksız derse gidemiyorum.” diyerek onu övmüştür.

Bir afiş yüzünden açılan dava
1928 Ramazan ayında Meteris Camii kapısına asılan Türk Hava Kurumu afişini, cami kapısına uygun bulmadığı için yırtan Kara Müftü, bu nedenle ihbar edilerek tutuklandı. Kayseri’ye sevk edilen Numan Efendi, mahkemede Merhum Avukat Sait Azmi Feyzioğlu’nun savunmasıyla beraat etti.

Ancak idari makamlar onu Develi’den uzaklaştırmak için Ankara’nın Kalecik ilçesine tayin etti. Bir yıl sonra Haymana’ya geçen Müftü Numan Cebeci, 25 yıllık hizmet süresini tamamlayarak 1935 yılında emekliye ayrıldı.

Son yıllar ve vefatı
Emeklilik dönemini Develi’de geçiren Kara Müftü, halkı irşad etmeye, cami derneklerinde görev almaya ve talebe yetiştirmeye devam etti. Hayır işleriyle meşgul oldu, toplumun manevi gelişimi için gönüllü çalıştı.

12 Nisan 1959 tarihinde, 86 yaşında memleketi Develi’de vefat eden Müftü Numan Cebeci, hem dini ilimlerdeki derinliği hem de vatan sevgisiyle Develi tarihine adını altın harflerle yazdırdı.

Öldükten sonra yakılmak istedi: Kayseri'de Alevli Günler yaklaştı!
Öldükten sonra yakılmak istedi: Kayseri'de Alevli Günler yaklaştı!
İçeriği Görüntüle

Müftü Numan Cebeci, yalnızca bir din adamı değil; aynı zamanda bir halk önderi, bir milli kahraman ve bir fikir adamıydı. Cesareti, inancı ve vatan sevgisiyle Develi’nin manevi tarihine yön veren bu büyük şahsiyet, bugün hâlâ saygıyla anılmaktadır.

Kaynak: Süleyman Savranlar