Kayseri’nin Develi ilçesine bağlı Zile Mahallesi’ndeki tarihi kerpiç evler, gurbetçi arkeolog Dr. Bilgehan Köhler’in öncülüğünde yeniden hayat buluyor. Almanya, ABD ve İsviçre'de yürüttüğü akademik çalışmalarla köyünü tanıtan Köhler, ata yadigarı yapıları dünyaya anlatıyor.
Zile'nin tarihi dokusu gün yüzüne çıkıyor
Kayseri'nin Develi ilçesinde yer alan kırsal Zile Mahallesi, Anadolu’nun geleneksel mimari yapısını yansıtan kerpiç evleri ile dikkat çekiyor. Bölgenin kültürel mirası olarak kabul edilen bu yapılar, havadan yapılan çekimlerle eşsiz bir görsel arşiv haline getiriliyor. Tarlalar, taş yollar ve kerpiç mimarisi ile bütünleşen manzara, Zile’nin geçmişten günümüze nasıl bir tarih taşıdığına ışık tutuyor.
Gurbetçi arkeologun öncülüğünde kültürel diriliş
Almanya’da büyüyen ve halen akademik kariyerini sürdüren 58 yaşındaki arkeolog Dr. Bilgehan Köhler, çocukluk anılarını yaşadığı Zile Mahallesi’ni unutmadı. Almanya’da Bauhaus Üniversitesi, ABD’de CUNY, İsviçre’de ETH Zürich gibi önemli üniversitelerde yaptığı seminer ve tezlerle Zile'nin kerpiç evlerini dünyaya anlatan Köhler, aynı zamanda bir kültür projesine öncülük ediyor.
"Zile Kültürü ve Kerpiç Projesi" ile restorasyon çalışmalarına da liderlik eden Köhler, 2024 yılında köyün sit alanı ilan edilmesine büyük katkı sağladı.
Köy evleri mimarisi detaylandırıldı
Köhler, köydeki kerpiç evlerin yalnızca dış yapılarıyla değil, iç mimarisiyle de ilgileniyor. Pencerelerin yerleşimi, tavan işlemeleri, kullanılan ahşap malzemenin türü ve ustalığı üzerine detaylı araştırmalar yaparak bunları akademik kaynaklara dönüştürüyor.
Kerpiç evlerin sadece mimari değil, toplumsal ve kültürel birer anlatı olduğuna dikkat çeken Köhler, yaptığı röportajda şu sözleri kaydetti:
“Zile, 2024'te sit alanı oldu. Biz aynı yıl kerpiçle ilgili bir kongre düzenledik. Evleri restore ediyoruz. Buranın tarihini kerpiçle değiştiriyoruz"
Kerpiç geçmişin değil, geleceğin malzemesi
Modern mimaride doğal ve sürdürülebilir malzeme arayışlarının arttığını vurgulayan Köhler, kerpicin Batı’da yeniden keşfedildiğini belirtti:
“Hep taş ev deneniyor ama kerpiç geleceğin malzemesi. İsviçre'de dernekler var, bunu destekliyorlar. Kerpiç, ‘yeni malzeme’ olarak tasarım ve yalıtımda kullanılıyor. Zile’nin bu anlamda örnek teşkil edeceğine inanıyoruz"
Uluslararası akademik destek ve yerel iş birliği
Köhler, sadece yurt dışında değil, Türkiye’deki üniversitelerle de iş birliği içinde. Erciyes Üniversitesi ve Nuh Naci Yazgan Üniversitesi gibi yerel akademik kurumlarla ortak projeler geliştiriyor. Türkiye'deki akademisyenlerle birlikte köydeki kerpiç evlerin turizme ve bilime kazandırılması için çalışmalar yürütülüyor.
Ayrıca, Zile Mahallesi’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması için hazırlıklar da devam ediyor.
Eski belediye binası kültür evine dönüştü
Köy halkının desteğiyle eski belediye binası “Zile Kültür Evi”ne dönüştürüldü. Burada halkla birlikte kültürel etkinlikler düzenleniyor, geleneksel yaşam sergileniyor. Zileli kadınların da aktif rol aldığı projelerle köyün yaşanmış tarihi korunuyor.
Köyde yaşayan Dilek Mutlu, yapılan çalışmaların halk üzerindeki etkisini şu sözlerle anlattı:
“Köhler memleketinde çok şeyi değiştirdi. İnsanlar kültürüne daha çok sahip çıkıyor. Göç edenler artık festivallerde bir araya geliyor. Kerpiç evler tanıtımlarla daha da kıymetli hale geldi"
Harabeler geleceğe umut oluyor
Köhler, köydeki bazı harabe haldeki kerpiç evleri de belgelerken, bunların restore edilerek yaşam alanlarına ya da kültür noktalarına dönüştürülmesi gerektiğini söylüyor. Her bir kerpiç evin bir tarihî belge gibi ele alınması gerektiğini vurgulayan Köhler, bu evlerin geleceğe aktarılması için akademik, yerel ve uluslararası desteğin devam etmesi gerektiğini belirtiyor.
Zile Mahallesi’nde yükselen bu kültürel direniş, yalnızca bir köyün değil, tüm Anadolu’nun mirasını koruma çabası olarak öne çıkıyor. Dr. Bilgehan Köhler’in liderliğindeki bu proje, kerpiç evleri birer mimari miras değil, aynı zamanda yaşayan tarih olarak konumlandırıyor.