Kayseri Haber / Türkiye’de gelir dağılımına ilişkin 2025 yılı verileri, gelir eşitsizliğinin halen önemli bir sorun olduğunu bir kez daha ortaya koydu. En yüksek gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay yüzde 48’e ulaşırken, en düşük gelirli bölgelerle yüksek gelirli bölgeler arasındaki fark arttı. Açıklanan istatistiklerde bölgesel gelir farkları, meslek ve eğitim düzeyine göre kazanç dağılımı ile hanehalkı gelirlerindeki artış hızları, Kayseri’nin de yer aldığı Orta Anadolu bölgelerinin konumu merak konusu oldu.

Gini Katsayısı Nedir?

Gelir dağılımındaki eşitsizliği ölçmek için kullanılan Gini katsayısı, bir ülkede ya da bölgede gelirin ne kadar adil paylaşıldığını gösteren önemli bir göstergedir. Katsayı 0 ile 1 arasında değer alır. 0’a yaklaştıkça gelir dağılımında eşitlik artarken, 1’e yaklaştıkça gelir eşitsizliği derinleşir. Türkiye için 2025 yılına ilişkin hesaplanan 0,410’luk Gini katsayısı, gelirlerin toplumun tüm kesimlerine dengeli şekilde dağılmadığını ortaya koymaktadır.

Gelir Eşitsizliğinde Son Durum: Gini Katsayısı 0,410

2025 yılı sonuçlarına göre gelir dağılımı eşitsizliğini ölçen Gini katsayısı 0,410 olarak hesaplandı. Bu değer, bir önceki yıla kıyasla sınırlı bir iyileşmeye işaret etse de gelir adaletinde kalıcı bir düzelmenin henüz sağlanamadığını gösteriyor.

En yüksek gelirli yüzde 20’lik kesim, toplam gelirin yaklaşık yarısını alırken, en düşük gelirli yüzde 20’nin payı yüzde 6,4 seviyesinde kaldı. Bu tablo, özellikle sabit gelirli ve düşük ücretle çalışan kesimler üzerindeki ekonomik baskının sürdüğünü ortaya koyuyor.

Bölgesel Gelir Farkları: En Düşük Gelir Doğu’da

Bölgesel veriler, gelir eşitsizliğinin coğrafi boyutunu net biçimde gözler önüne serdi. En düşük yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri, Van, Muş, Bitlis ve Hakkari’yi kapsayan TRB2 bölgesinde 172 bin 552 TL olarak gerçekleşti.

Buna karşılık Ankara, İstanbul ve İzmir’in de yer aldığı bölgelerde gelir düzeyi 400 bin TL’nin üzerine çıktı. Gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu bölgelerden biri ise Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir ve Kırşehir’i kapsayan TR71 oldu.

Kayseri’nin de içinde yer aldığı Orta Anadolu kuşağı, Türkiye genelinde ne en yüksek ne de en düşük gelir grubunda bulunuyor. Sanayi ve ticaret potansiyeli sayesinde çevre illere kıyasla görece daha dengeli bir gelir yapısına sahip olan Kayseri, buna rağmen metropollerle arasındaki farkı kapatabilmiş değil.

Doları olanları üzecek haber geldi! 20 sene sonra bile ilk oldu
Doları olanları üzecek haber geldi! 20 sene sonra bile ilk oldu
İçeriği Görüntüle

Uzmanlar, Kayseri gibi üretim gücü yüksek şehirlerde gelir artışının daha adil dağılması için ücret politikaları, sosyal transferler ve nitelikli istihdamın artırılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Kim Ne Kadar Kazanıyor? Eğitim ve Sektör Farkı Açılıyor

Veriler, eğitim düzeyi ve sektörler arasındaki gelir uçurumunu da ortaya koydu. En yüksek yıllık ortalama esas iş geliri 566 bin 839 TL ile yükseköğretim mezunlarında görülürken, en düşük gelir ilkokul mezunlarında kaldı.

Sektörel bazda ise en yüksek gelir hizmet sektöründe elde edilirken, yıllık gelir artışında liderliği yüzde 79 ile inşaat sektörü aldı. Ücretli ve maaşlı çalışanlarda gelir artışı gözle görülür artarken, işveren gelirlerindeki artış oranı görece sınırlı kaldı.

Rakamlar Büyüyor, Adalet Aynı Hızda Artmıyor

Türkiye’de ortalama gelirler artıyor olsa da veriler, bu artışın toplumun tüm kesimlerine eşit yansımadığını gösteriyor. Bölgesel farklar, eğitim ve meslek temelli gelir uçurumu ile en düşük gelirli şehirlerin durumu, önümüzdeki dönemde sosyal ve ekonomik politikaların en kritik başlıklarından biri olmaya devam edecek. Kayseri gibi üretim merkezlerinin bu tabloda nasıl bir rol üstleneceği ise yakından izlenecek.

Kaynak: Süleyman Savranlar