Havaların ısınmasıyla birlikte kene ısırması vakaları yeniden tedirginlik yaratıyor. Son günlerde ülkenin çeşitli bölgelerinde kene vakaları gündeme gelirken, Kayseri'de de 2 kişinin KKKA nedeniyle hayatını kaybettiği bildirildi. Bu gelişmelerin ışığında, ERÜ bünyesinde çalışmalarını sürdüren ve Turkovac'ı geliştiren Prof. Dr. Aykut Özdarendeli başkanlığındaki Aşı Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü'nde KKKA aşısı çalışmaları aralıksız devam ediyor.
ERÜ Aşı Enstitüsü'nün Rolü ve Hedefleri
Erciyes Üniversitesi Aşı Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, Türkiye'nin ikinci aşı enstitüsü olduklarını ve 15 kişilik bir ekiple çalışmalarına devam ettiklerini aktardı. 2015 yılında Türkiye'nin ilk Aşı Merkezi olarak kurulan merkezin, geçen yıl Aşı Araştırmaları ve Geliştirme Enstitüsü'ne dönüştüğünü belirtti. Özdarendeli, enstitünün sadece aşı geliştirme ve üretimi değil, aynı zamanda yetişmiş insan gücü yetiştirme noktasında da önemli bir rol üstlendiğini vurguladı.
İnsan Fazı Çalışmaları Yıl Sonunda Başlayabilir
Prof. Dr. Özdarendeli, uzun süredir Kırım Kongo aşısı üzerinde çalıştıklarını ve her şeyin yolunda gitmesi halinde yıl sonuna doğru insan fazı çalışmalarına başlamayı düşündüklerini açıkladı. İHA muhabirine yaptığı açıklamada, TÜBİTAK projesiyle 2015 yılında başlayan çalışmaların, 2019'un sonundaki Covid-19 pandemisi nedeniyle yaklaşık 4 yıl ara vermek zorunda kaldığını belirtti. Şu an ise Sağlık Bakanlığı'nın desteklediği 2023 yılında çıkan bir projeyle rekombinant aşı üzerinde çalıştıklarını ve gayet güzel sonuçlar aldıklarını dile getirdi. İnsan faz çalışmalarına geçmek için zararsızlık ve toksikoloji deneyleri gibi son testlerin yapıldığı ve bunların kısa zamanda tamamlanmasının beklendiği ifade edildi.
KKKA Aşısının Önemi ve Türkiye İçin Borç Niteliği
Özdarendeli, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının görüldüğü bölgelerde milyonlarca insanın yaşadığını ve bu aşıyı yaparak o bölgelerdeki insanları rahatlatacaklarını kaydetti. Bu aşının grip aşısından farklı olduğunu, mevsimsel olmaktan ziyade 2 doz ve sonrasında birkaç yıl sonra ilave bir dozla insanları koruyabileceğini düşündüğünü belirtti. Her sene bu aylarda ciddi vakaların görüldüğünü ve maalesef vatandaşların hayatını kaybettiğini vurgulayan Özdarendeli, Covid-19 pandemisinde Türkiye'nin aşı konusunda kendini gösterdiğini, KKKA aşısının da ülke için ciddi bir sağlık problemi olduğunu ifade etti. "Ülkemize bu aşıyı yapmak bizim borcumuz" diyen Özdarendeli, Kırım Kongo'nun görüldüğü 3-4 milyon insanın yaşadığı belirli bölgeler olduğunu ve o insanlara en güzel şekilde aşıyı yapıp rahatlatmayı umduğunu söyledi.
Hızlandırma ve Gelecek Projeksiyonları
Prof. Dr. Özdarendeli, Kırım Kongo aşısı üzerinde çalışan ilk grup olduklarını ve en kısa sürede aşıyı ülkeye armağan edeceklerinin altını çizdi. Belirli bir noktaya kadar gelen çalışmanın, insan faz çalışmalarına bir an önce ulaştırılması ve aşının ülkenin hizmetine sunulması gerektiğini belirtti. Başlangıçta TÜBİTAK projesiyle yola çıktıklarını, şu an ise Sağlık Bakanlığı TÜSEB'in desteğiyle ilerlediklerini ve bu desteklerin süreceğine inandıklarını ifade etti.
ERÜ Aşı Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü olarak çeşitli platformlarda aşı altyapılarının bulunduğunu da ekleyen Özdarendeli, herhangi acil bir durumda farklı aşılar için çalışmalara devam ettiklerini söyledi. Cumhurbaşkanlığı Strateji Daire Başkanlığı tarafından desteklenen bir altyapı projesi olduğunu, aşı araştırma ve geliştirme konusunda insan kaynağı yetiştirmeyi hedeflediklerini belirtti.
Covid aşısını başarıyla tamamladıklarını ve ülkemizin artık kendi aşısını üretebilecek donanıma sahip olduğunu vurgulayan Özdarendeli, şu anki en büyük odak noktalarının Kırım Kongo'ya karşı aşı geliştirmek olduğunu ancak yeni virüsler ve hastalıklar için de farklı aşı platformlarını kullanarak hazır bir şekilde çalışmalarına devam ettiklerini sözlerine ekledi.