Uzmanlar, kredi çekerken yapılan en yaygın hatanın yalnızca tek bir bankanın teklifine göre karar vermek olduğunu aktarıyor. Her bankanın uyguladığı faiz oranının, masraf kalemlerinin ve ödeme planının farklı olduğu belirtiliyor. Bu nedenle karşılaştırma yapılmadan atılan imzaların geri ödeme sürecinde büyük borç yükü oluşturabileceği ifade ediliyor. Tüketicilerin çoğu zaman sadece aylık taksit miktarına bakarak kredi aldığını söyleyen uzmanlar, bu yaklaşımın uzun vadede ciddi maliyet farklarına yol açtığını vurguluyor. Ayrıca kredi türüne göre değişen ek ücretlerin de toplam maliyeti artırdığı, bu yüzden tüm şartların detaylı incelenmesinin zorunlu olduğu belirtiliyor.
Sözleşme Maddelerini Okumadan Onay Vermek Tehlikeli
Kredi işlemlerinde yapılan ikinci büyük hata ise sözleşme maddelerinin incelenmeden onaylanması olarak gösteriliyor. Açıklamalara göre, birçok tüketici sözleşme içindeki ek masrafları, gecikme hükümlerini ve faiz artırımıyla ilgili maddeleri fark etmeden imza atıyor. Sözleşmede yer alan bu ayrıntılar, kredi geri ödemesinde beklenmedik zamanaşımı sorunlarına ve fazladan maliyetlere neden olabiliyor. Uzmanlar, özellikle erken kapatma ücretlerinin, değişken faiz uygulamalarının ve tahsis masraflarının dikkatle incelenmesi gerektiğini dile getiriyor. Kredi kullanan kişilerin, metni anlamadıkları noktada mutlaka bankadan yazılı açıklama talep etmeleri gerektiği hatırlatılıyor. Bu bilinçli adım, tüketiciyi hem hukuki hem de maddi açıdan koruma sağlıyor.
Gelir–Gider Hesabı Yapmadan Kredi Çekmek Geri Dönülmez Sorunlara Açılıyor
Uzmanlara göre kredi kullanmadan önce kişinin kendi bütçesini doğru analiz etmesi büyük önem taşıyor. Birçok kişinin aylık gelirine göre değil, ihtiyaç duyduğu para miktarına göre kredi talep ettiğini belirten uzmanlar, bunun ödeme sürecinde ciddi zorluklara yol açtığını ifade ediyor. Gelir–gider hesabı yapılmadığında taksitler bir süre sonra ödenemez hale gelebiliyor ve bu durum hem kredi notunu düşürüyor hem de yeni başvuruların reddedilmesine neden oluyor. Ayrıca kontrolsüz kullanılan kredilerin uzun vadede borç sarmalına sürükleyebileceği, bu nedenle ödeme planının gerçekçi şekilde oluşturulması gerektiği belirtiliyor. Bütçesini doğru planlayan kişilerin kredi sürecini daha güvenli şekilde yönettiği ve finansal risklerden uzak kaldığı aktarılıyor.
Uzmanlar, kredi çekmek isteyenlerin acele karar vermemesini, tüm şartları net şekilde öğrenmeden hiçbir belgeye imza atmamasını öneriyor. Kredi sürecinin bilinçli yönetilmesi hem borç yükünü azaltıyor hem de uzun vadede finansal istikrarı koruyor. Böylece tüketiciler, küçük görünen bir hatanın ileride büyük bir mali yüke dönüşmesini engelleyebiliyor.



