Barolar Birliği açıklamasında kısaca şu ifadelere yer verildi:
“Bu bir bireysel olay değil; yıllardır süregelen, önlenebilir olduğu halde önlenmeyen kadın cinayetlerinin zincirindeki yeni halkadır.”
Önlenebilir olduğu halde önlenmeyen kadın cinayetlerinin yeni halkası
Bu bir bireysel olay değil; yıllardır süregelen, önlenebilir olduğu halde önlenmeyen kadın cinayetlerinin zincirindeki yeni halkadır. Daha da kaygı verici olan, bu cinayetin kampüs yerleşkesi içinde işlenmiş olmasıdır. 30 Ağustos’ta 15 yaşında Hilal de kampüs alanında öldürülmüştü. Bu durum, kadınların en temel yaşam alanlarında dahi korunamadığını ve önleyici tedbirlerin uygulanmadığını açıkça göstermektedir. Her kadın cinayeti, devletin yaşam hakkını koruma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini bir kez daha göstermektedir. 6284 sayılı Kanun’un etkin uygulanmaması, koruma ve uzaklaştırma kararlarının kâğıt üzerinde kalması, faillerin cezasızlıkla cesaret bulması kadınları ölüme sürüklemektedir' ifadeleri kullanıldı.
İstanbul sözleşmesinin önemine vurgu yapıldı
Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) tarafından yapılan açıklamada, İstanbul Sözleşmesi de hatırlatılarak, ‘Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, devletin kadınlara yönelik şiddeti önleme, koruma ve failleri cezalandırma yükümlülüklerini güçlendiren bir mekanizmanın terk edilmesi anlamına gelmiştir. Sözleşmeden çekilme sonrası, kadınların yaşam hakkını koruma ve şiddeti önleme mekanizmalarında aksaklıklar yaşandığı gözlemlenmektedir. Her yeni kadın cinayeti, bu ihmalin ağır toplumsal bedelini göstermektedir’ denildi.

Cezasızlık politikaları kadınların öldürülmesine zemin hazırlamaktadır
Kadınların yaşam hakkını korumanın, devletin hem ulusal hem uluslararası hukuk kaynaklı pozitif yükümlülüğü olduğunun belirtildiği açıklamada, ayrıca şu ifadeler yer aldı: 6284 sayılı Kanun’un etkin uygulanmaması, kurumların koordinasyonsuzluğu ve cezasızlık politikaları, kadınların öldürülmesine zemin hazırlamaktadır. Kadınların korunamaması kader değil, ihmaldir. Her ihmalin bedeli ise bir yaşamdır. TÜBAKKOM olarak yineliyoruz: Kadınlar, korunmadıkları için öldürülmektedir. Bu ölümler önlenebilirdi. Sorumluluk, yalnızca faillerde değil; görevini yerine getirmeyen tüm kurum ve yetkililerdedir. Kadınların yaşam hakkı müzakereye kapalıdır. Artık yaşatın!




