Mimar Sinan’ın İstanbul’da inşa ettiği ilk hamamlardan biri olan tarihi Kapıağası Yakup Ağa Hamamı, restorasyonun ardından restorana dönüştürüldü. Osmanlı döneminin izlerini taşıyan bu yapı, artık göbek taşında dansözlerin sahne aldığı ve hamam taslarında yemeklerin servis edildiği bir mekân haline geldi.
Tarihi hamam gazino olarak işletilmeye başlandı
1545 yılında İstanbul Samatya’da inşa edilen hamam, Mimar Sinan’ın erken dönem eserleri arasında yer alıyor. Osmanlı mimarisinin en seçkin örneklerinden biri olan Koca Mustafa Paşa semtindeki bu tarihi yapı, günümüzde gazino olarak işletilmeye başlandı.
Hamam taslarında yemekler ikram ediliyor
Göbek taşında dansözlerin oynadığı, hamam taslarında yemeklerin sunulduğu görüntüler, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Bu durum, kültürel mirasın korunma biçimi ve tarihi yapıların amacına uygun kullanımı konusunda tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.
“Vakıf malları halka aittir, satılamaz ve devredilemez”
Sanat tarihçisi Talha Uğurluel, hamamın mevcut kullanımının vakıf kültürüne aykırı olduğunu belirterek sert tepki gösterdi. “Yakup Ağa bu hamamı kendi parasını harcayarak halkın yararına inşa ettirmiştir’’ ifadeleriyle hamamın amacına değindi.
Ardından ‘’Ancak bugün bu eserin eğlence merkezine dönüştürülmesi, onun kemiklerini sızlatır’’ ifadelerini kullanan Uğurluel, ‘’Bu tür uygulamalar, tarihimize ve vakıf anlayışımıza yapılmış bir saygısızlıktır’’ diyerek hamamın gazino haline gelmesine çıkıştı.
‘’Bu hamam içki içilsin diye yapılmadı’’
Uğurluel açıklamasında hamamın, Mimar Sinan’ın yaptığı ilk eserlerden biri olarak ayrı bir öneme sahip olduğunu belirterek ‘’Yakup Ağa da kendi cebinden harcayarak bu hamamı inşa ettirmiş ve ‘Bu gelirler öğrencilerin eğitimi, hastaların tedavisi ve fakirlere yemek için harcansın’ demiştir’’ ifadelerini kullandı.
‘’Ancak hiçbir zaman ‘Bu hamamda içki içilsin, eğlence yapılsın ya da satılsın’ dememiştir’’ ifadeleriyle hamamın kullanımına tepkisini gösteren Uğurluel, ‘’Vakıf, Allah rızası için yapılan bir bağıştır; herkesindir. Vakfedilen mal ne satılabilir, ne devredilebilir, ne de özel mülke dönüştürülebilir’’ ifadelerini dile getirdi.
Uğurluel tepkisini giderek arttırırken “Vakıf malı halka aittir. O mülkten kimse ‘ben satıyorum, alıyorum, özel mülk yapıyorum’ diyemez. Eğer Yakup Ağa bugün mezarından kalksa ve hamamında dansöz oynatıldığını, uygunsuz eğlencelerin yapıldığını görse elbette rahatsız olurdu’’ ifadelerini kullandı.
“Vakıf eserleri yeniden halka kazandırılmalı”
Sanat tarihçisi Talha Uğurluel, konuşmasını sonlandırırken vakıf mallarının yeniden aslına uygun hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Devletimiz ve imkânı geniş kişiler bu konuda sorumluluk almalı. Devlet, bu eserlerin yeniden vakıflara kazandırılmasında öncü olmalıdır. Vakfa ait bir yer kiralandığında, orada alkol satılması ya da ahlaki değerlere aykırı etkinlikler yapılması mümkün değildi. Yaptırdığın bir hayır eserinde içki satılır, fuhuş ya da fuhşa özendiren faaliyetler yapılırsa; kişi, "Sevap kazanayım." derken daha çok günaha girebilir. Bu durumda Yakup Ağa’nın kemikleri sızlar.
