Bakan Uraloğlu’ndan kritik uyarı: ‘Bu uygulamayı sakın kullanmayın çok tehlikeli’
Bakan Uraloğlu’ndan kritik uyarı: ‘Bu uygulamayı sakın kullanmayın çok tehlikeli’
İçeriği Görüntüle

Sedat Peker, Sözcü yazarı Saygı Öztürk’e verdiği röportajda hem dosyaya nasıl dahil olduğunu hem de bu süreçte kendisine yöneltilen siyasi yorumlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bir süredir yurtdışında olan ve Türkiye’deki toplumsal olaylara sessiz kalmayan Sedat Peker, Rojin Karabaş cinayeti’nin aydınlatılması için elinden geleni yapıyor. Peker, avukatını dosyaya dahil etmişti. Şimdi de olayın aydınlatılmasında yardımcı olacak belge ve delilleri verene 25 Milyon TL vereceğini belirtti. Ayrıca belge ve delilleri sunana koruma da sağlayacak.

Sedat Peker: Ben kız evlat babasıyım ilk duyduğumda çok üzüldüm
Sedat Peker olaya nasıl dahil olduğunu şu ifadelerle belirtti:
Ben kız evlat babasıyım. Olayı ilk duyduğumda çok üzüldüm. Sonra Özcan Bayram isimli Vanlı arkadaşımız X platformu üzerinden bana mesaj yazıp “Rojin cinayetiyle ilgili araştırma yapıp yazı yazdığımızdan dolayı sizin adınız kullanılarak tehdit ediliyoruz. Arabamı kurşunladılar” dedi. Türkiye’den bir iki kardeşime “Bu arkadaşla irtibat kurun. Tehdit eden şahıs kimmiş öğrenin” dedim. O şahsa ortak dostumuz vasıtasıyla haber yolladım. Rojin kardeşimizin intihar etmediğine, öldürüldüğüne inandığımı söyledim. Bir daha bu konulara karışmaması yönünde kendisini uyardım. Sonrasında Rojin kardeşimizin öldürülmesi olayına dahil olmam gerektiğine karar verdim.

Peker Kızları

Peker: İşten veya Üniversiteden atılmaktan korkuyorlar konuşamıyorlar
Rojin’in babasına ulaşması için avukatım Ersan Barkın’a ricada bulundum. Rojin kardeşimizin cinayetinin aydınlatılabilmesi için ailenin yanında olduğumuzu, elimden bir şeyler gelirse katkı sağlamak istediğimi söyledim. Sağ olsunlar olur verdiler. Zaten ikinci adli tıp raporu çıktıktan sonra şüpheye yer bırakılmayacak şekilde Rojin kardeşimizin birden fazla insan tarafından tecavüze uğrayıp katledildiği anlaşıldı.

Baba Nizamettin Bey en başından itibaren bu olayı bilenlerin üniversiteden ya da çalıştıkları işten atılma korkusuyla, başlarına bir şey gelir endişesiyle konuşamadıklarını söylüyordu.
Tüm imkanlarımı seferber ederim
Sedat Peker olayla ilgili konuşmaya işlerinden ve öğrencilik durumlarından ötürü çekinenler için, ‘Tüm imkanlarımı seferber ederim’ diyerek şu sözlere yer verdi:

Türkiye kamuoyuna şunu açıkça söylemek isterim: Rojin kardeşimizin cinayetini aydınlatacak bilgi, belge ve delili kim sağlarsa kendisine 25 milyon lira tarafımdan hediye olarak verilecektir. Öğrencilersе üniversiteden atılmayı sorun etmesinler. Bu parayla dünyanın en iyi üniversitelerinde okuyabilirler. Çalıştıkları yerden (üniversite) atılacaklarını düşünüyorlarsa, bu parayla kendilerine yeni bir düzen rahatlıkla kurabilirler.

Canlarına bir zeval geleceğini düşünüyorlarsa onlara şunu söylemek isterim: Türk polisi, jandarması onları mutlaka korur. Ancak bunun ötesinde bu ülkenin namuslu her ferdi gibi ben de bu bilgiyi verenleri korumak için sahip olduğum tüm imkânları seferber ederim.

Rojin Peker

Siyasiler gelip geçicidir Ebed müddet olan devlettir
Röportajda Peker’e, muhalefet cephesinden gelen “Ülkede adaleti Sedat Peker sağlıyor. Devlet acze düşünce Sedat Peker devreye giriyor” şeklindeki değerlendirmeler de sorulduğunda şu ifadelere yer verdi:
Öncelikle Türkiye’nin gündeminde devamlı yer bulmak için özel bir gayretimin olmadığını söylemek isterim. Sorunuzda geçen konuları ben de gördüm. Bu konuda söyleyeceğim tek şey, çok üzgün olduğumdur. Siyasi partilerin birbirlerini sıkıştırmak için başka argümanlar üretmelerinin daha doğru olacağını düşünüyorum.

Siyasiler ülke tarihinde gelip geçicidir. Ebed müddet olan devlettir. Yaşadığımız coğrafyanın neresi olduğunu bu sözleri söyleyenler bence maalesef ki unutmuşlar. Devleti, ülkemizde yaşayan insanlarımızın ayrıca da düşmanlarımızın gözünde küçük düşürecek bu tip manevralardan uzak durmak gerekir. Bu tip hatalara düşen milletler bu coğrafyada varlıklarını sürdürebilme şansını kaybedip yok olup gitmişlerdir.

Ben kendimi önce bu devletin çocuğu olarak görürüm. Gençliğimin ilk yıllarında kendime ait olan şu sözü her zaman başucumda bulundururdum: “Bir insanın onuru; vatandaşı olduğu devletin, mensubu olduğu milletin yüceliği ile eşdeğerdedir.” Ben Yüce Türk Devleti’ni okyanus olarak görür, kendimi ise yüce devletimizin yanında bir su damlası olarak kabul ederim.


Kaynak: Sözcü