Genel Başkanlığını Kemal Tekden’in yaptığı Türkiye Üstün Zekâlı ve Dahi Çocuklar Eğitim Vakfı (TÜZDEV)’in projesinde üstün zekâlı çocuğu olduğunu düşünen aileler çocuklarına zekâ testi yaptıracak, daha sonra da bu çocuklara akademik desteğin yanında liderlik, sosyal ve duygusal zekâ gibi konularda eğitim verilecek. Proje için İstanbul, Ankara, Kayseri, Denizli, Adana gibi şehirlerde pilot uygulaması yapılacak.

Biz de TÜZDEV Kayseri Şube Başkanı Alpaslan Peltek ile üstün zekâlı çocukları konuştuk. Üstün zekalı çocukların sayısını gizli tuttuklarını ifade eden Peltek, 3 yaşındaki üstün zekalı bir çocuğun okuma- yazma bildiğini, üç basamaklı matematik işlemlerini öğretilmeden yapabildiğini söyledi.

İşte Peltek ile yaptığımız çok özel röportajımız:

1) Bize kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?

-Alpaslan Peltek Türkiye Üstün Zekâlı ve Dahi Çocukları Eğitim Vakfı Kayseri Şube başkanıyım. Aynı zamanda İstanbul’da oluşturulan mütevelli heyetinin üyesiyim.

2) Üstün zekâlı kavramını anlatabilir misiniz?

- Son dönemlerde bu konuyla ilgili farklı kavramlar ortaya atılıyor. Özellikle milli eğitim bakanlığının belirlediği üstün yetenekli kavramıdır. 2 yıldır bu kavram üzerinde yoğunlaşıldı. Öncesinde ise üstün zekâlı kavramı vardı. Öncelikle kavram kargaşasından kurtulmamız lazım. Üstün yetenekli mi dahi mi üstün zekâlı mı? diyeceğiz. Dahi ikisinden de farlı bir kavram. Bize sorarsanız üstün zekâlı denilmesinden yanayız.

3)Üstün zekâlı çocukları diğer çocuklardan nasıl ayırabiliriz?

- Bu bir süreçtir. Başlangıçta bu durumu aile fark edebiliyor. Sonrasında okulda öğretmende fark edebiliyor. Aileler bizim gibi merkezlere başvurarak testler yaptırabiliyor. Sonucunda da belge veriliyor.

4) Siz vakıf olarak üstün zekâlı çocukları nasıl seçip gruplandırıyorsunuz?

- Üstün zekâlı çocukları biz vakıf olarak seçmiyoruz. Bu literatürde var olan bir süreç, üstün zekâlı çocukların 130-140, dahi 140 ve üstüdür. Yapılan testler sonrası bize geliyorlar.

5) Aileler çocuklarının üstün zekâlı olduklarını fark edebiliyor mu?

- Son dönemlerde toplum tarafından üstün zekâlı kavramı duyulmaya başlandı. Hem bizim geçtiğimiz günlerde yaptığımız kongrelerle sosyal medyada duyuldu. Bunun duyulmasıyla beraber ailelerde kendi içerisinde araştırmaya koyuldular. Aileler bu süreçten sonra çocuklarının bir takım farklı özelliklerinin olup olmadığını biraz daha yakından incelemeye başladılar. Sonrasında bize müracaat edip test yaptık ve bünyemizde eğitim aldırmaya başladık.

11

6) Ebeveyn bu süreçlerden sonra çocuğuna nasıl destek olmalı?

- Bu çocuklar farklı çocuklar. Anne baba tespit edildikten sonra bir kere çevresindeki insanlara çocuğunun üstün zekâlı olduğunu söylememesi gerekiyor. Söylediği zaman çocuk bunun farklı bir şey olduğunu, çalışmasına ihtiyacı olmadığını düşünmeye başlıyor. Bu da çok zararlı çocuk böyle bir havaya kapılmamalı. Var olan zekâyı kullanmak ve bir yerlere getirmekte çalışmaktan geçiyor.

7) Üstün zekâlı çocukların eğitim planlaması nasıl olmalı?

- En sakıncalı, hassas kısım burası. Bu çocuklarda bizim bilim sanat merkezleri dediğimiz Milli Eğitim Bakanlığı’nın bünyesinde her ilde merkezlerimiz var. O okullarda üstün yetenekli çocuklara oluşturulan programlarla eğitim veriliyor. Bu çocuklara atölye sistemi uygulanarak içerikler zenginleştirilebilir. Şu anda maalesef yeterli değil bu programlar. Eksik olan noktalarda da bizim gibi vakıf ve dernekler destekleyerek bu çocukların daha iyi şartlarda eğitim alması için çaba sarf ediyoruz. Ama yeterli değil.

Bu anlamda da dünyada çokta iyi bir yerde değiliz. Dünyadaki ülkeler bunu çok daha zenginleştirmiş "ve daha iyi yapıyor. Tabii bizde bir takım örnekler alıyoruz. Bunları millileştirmek lazım.

“ÇOK İYİ BİR MAFYA BABASI VEYA TERÖRİST OLABİLİR”

8) Üstün zekâlı çocuklara doğru bir eğitim programı uygulanmazsa onları neler bekliyor?

- Çok iyi bir mafya babası veya terörist olabilir. Basında bazen izliyoruz üç banka soymuş hiç yakalanmamış, hiç iz bırakmamış, bir bakıyorsunuz bu şahıs çok büyük üniversiteden mezun olan bir insan olarak karşımıza çıkıyor.

Ünlü gazeteci İrfan Değirmenci gözaltına alındı!
Ünlü gazeteci İrfan Değirmenci gözaltına alındı!
İçeriği Görüntüle

Bunlar çok zekidir. Çok fevri hareket etmeyi severler. Doğru eğitilmediği zaman milli olmadıkları zaman pimi çekilmiş el bombasına dönüşebilirler.

9) Günümüzde bu çocukların geleceğini nasıl görüyorsunuz?

- Mevcut olan program çerçevesinde değerlendirdiğimizde geleceğe umutla bakabiliyoruz. Her sene biraz daha bu alanda üstüne konularak ilerleme hem devlet düzeyinde hem de vakıflar düzeyinde ilerleme kaydediliyor. Bu ilerlemelerin millileştirilmesi önemli. Uzun vadeli hedefler çizilmeli,

10) Üstün zekâlı çocukların gelişimi konusunda nasıl bir yol izlemeliyiz?

- Öncelikle ailelerin bu konuyla ilgili eğitilmesi gerekiyor. Sadece çocukların eğitilmesiyle bu iş bitmez. Bu üçlü bir saç ayağıdır. Önce aile, çocuk, öğretmen eğitilmelidir. Bu ayaklardan birini eksik olmasıyla aslında o çocuk eğitilmemiş oluyor. Boşa çalışılmış oluyor. Burada da görev MEB’e ve bizim gibi vakıflara düşüyor.

11) TÜZDEV Kayseri Şubesi olarak ne gibi faaliyetlerde bulunuyorsunuz?

- TÜZDEV atölye tarzında çalışan bir vakıf. Bünyesinde 6 aylık süreçte iki dönem bulunur. Düşünme becerileri atölyesi, ahşap atölyesi, drama atölyesi, robotik atölye, yazılım atölyelerimiz vardır.

Bunlarla ilgili bir takım TÜBİTAK yarışmalarına katılıyorlar. Robotik yazılım alanında orada elde edilen derece okula veriliyor. Bizim için önemli olan öğrencinin başarısıdır. Bunların dışında farklı illerde yaz ve kış kampları yapmaktayız.

12) Vakfınızdaki üstün zekâlı çocukların ve Türkiye genelindeki oranı yorumlayabilir misiniz?

Türkiye genelindeki oranı değerlendirdiğimizde Kayseri’deki oranda çıkıyor zaten. %2.5

Bünyemizdeki çocuk sayısını veremiyoruz. Çünkü farklı alanlarda farklın insanlar peşlerine düşebiliyor bu yüzden sayıyı gizli tutuyoruz.

13) Peki siz üstün zekâlı mısınız?

- Bu konuda benim bir teorim var. Üstün yetenekli çocukları eğitebilmek için üstün zekâlı olmak lazım. Farklı bir takım becerilerinizin olması lazım ki bu becerileri çocuklara aktarabilesiniz. Burada eğitmenlerimize zekâ testi yapmıyoruz. Ama bizim bünyemizdeki arkadaşlarımız bu konuda ya yüksek lisans yapmış ya da tecrübe edinmiş arkadaşlardır.

“3 YAŞINDAKİ ÇOCUK ÜÇ BASAMAKLI MATEMATİK İŞLEMLERİNİ YAPABİLİYOR”

15) Vakfınızda bulunan üstün zekâlı bir çocuğun hikâyesini bizimle paylaşmak ister misiniz?

- Olur. İsim dahi veremeyeceğim çünkü bu çocuğumuz dahi. Bu çocuğumuz ailesiyle beraber bize müracaat ettiğinde müzik atölyemizde org çalışması yapılıyordu. O esnada çocuk atölyeleri gezerken biz aşağıdayız. Üç yaşında bu çocuk. Sınıfa girdiğinde öğretmen öğrencilerine ritimle isim çalışması yaptırıyor. Çocuğumuz onları sadece izliyor. Aşağı yanıma geliyor. Beş dakika sonra geri çıkıyor. Öğretmen merak ediyor bu çocukta farklı bir şeyler görüyor. Sınıfta bulunan tüm öğrencilerin ve öğretmenin ismini sayıyor. Onların yanında iki dakika bile kalmışlığı yok. Öğretmen arkadaş ismini söylemediği halde onun da ismini söyledi. Bu çocuğumuz okuma- yazma biliyor. Üç basamaklı matematik işlemlerini yapabiliyor. Bunları öğretilmeden yapabiliyor. Gözlemlediğiyle yapıyor. Bu çocuğumuza yardım edilse küçük yaşlarda üniversiteye başlayabilir.

Kahramanmaraşlı on bir yaşındaki bir çocuğumuz Iphone‘ nin yazılım açığını buldu. Iphone tarafından da muhtemelen onur listesine alınacak bir çocuğumuz.

16) Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bu konuda üstün zekâlı çocukların eğitilmesi konusunda okulların açılması taraftarıyım. Bu da ancak MEB’ in desteği ile olur. MEB bu konuda geç kalmamalı. Çünkü çocuklar beyin göçüne maruz kalmaktadır. Vatandaşlarımız biraz daha duyarlı olmalıdır.

­­­