Affluenza, İngilizce “affluence” (zenginlik) ve “influenza” (grip) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Yani, kelime anlamıyla “zenginlik gribi” veya “refah hastalığı.” Ancak ironik bu tanım, giderek daha fazla insanın yaşamında gözle görülür hale gelen bir psikolojik ve toplumsal çöküşe işaret ediyor.

Özellikle varlık içinde büyüyen bireylerde empati yoksunluğu, tatminsizlik, sorumluluk bilinci eksikliği ve manevi değerlere ilgisizlik şeklinde kendini gösteriyor.

Zengin bireylerde sınır kavramı

Uzmanlara göre affluenza, aşırı maddi imkanlara sahip bireylerin çalışmanın ve emeğin değerini hissedememesi, sınır kavramının yok olması ve hayatın anlamını yalnızca para ve statüyle ilişkilendirmesiyle başlıyor. Bu durum zamanla sadece kişisel bir kriz olmaktan çıkıp, toplumsal adalet duygusunun aşınmasına ve değerler erozyonuna yol açıyor.

Psikologlar, özellikle genç nesillerde bu hastalığın daha belirgin hale geldiğini söylüyor. “Her şeye sahip ama hiçbir şeyden memnun olmayan” bir kuşak yetiştiğini belirten uzmanlar, bunun yalnızca psikolojik değil, kültürel bir bozulma olduğuna dikkat çekiyor.

Affluenza’nın belirtileri

Affluenza belirtileri çoğu zaman başarı maskesi altında gizleniyor. Ancak yakından bakıldığında;

• Sürekli tatminsizlik ve mutsuzluk,
• Empati eksikliği,
• Kendini üstün görme eğilimi,
• Sorumluluktan kaçış,
• Bağımlılıklar ve işkoliklik,
• Maddi varlıkla özdeğer arasında yanlış bağ kurma gibi davranışlar açıkça fark ediliyor.

Uzmanlara göre bu tablo, “bolluk içinde yoksunluk” sendromu olarak da tanımlanabilir. Çünkü refahın getirdiği konfor, bir süre sonra ruhsal bir yorgunluğa dönüşüyor.

Türkiye’de '3’lü salgın' alarmı! Yeni varyant hızla yayılıyor
Türkiye’de '3’lü salgın' alarmı! Yeni varyant hızla yayılıyor
İçeriği Görüntüle

Toplumun yeni aynası: Zenginlik yorgunluğu

Affluenza, sadece bireysel bir rahatsızlık değil; aynı zamanda çağın insan ilişkilerine, çalışma kültürüne ve mutluluk anlayışına ayna tutan bir olgu. İnsanlar artık daha çok şeye sahip olmanın değil, daha çok şeye sahipmiş gibi görünmenin peşinde. Bu da sosyal medyanın etkisiyle her geçen gün daha fazla kişiyi içine çeken bir değer kayması döngüsü yaratıyor.

Uzmanlar, affluenzadan korunmanın tek yolunun tüketim yerine üretim odaklı bir yaşam felsefesi benimsemek ve manevi tatmini yeniden keşfetmek olduğunu söylüyor

Modern dünyanın sessiz krizi

“Zenginlik hastalığı” olarak adlandırılan affluenza, artık sadece lüks içinde yaşayanların değil, tüketim kültürünün etkisine kapılan herkesin karşı karşıya kaldığı bir tehdit.

Daha fazla para, daha fazla konfor belki mümkün…
Ama uzmanlara göre, daha fazla mutluluk mümkün değil.

Kaynak: Nadire Nur Temur