Ülkemizde böbrek yetmezliği hastalığı sinsice ilerliyor. Ülkemizde 2000 yılında 14 bin olan Hemodiyaliz hastası 2013'te 54 bin civarına ulaştığı öğrenilirken, Özel FMC Kayseri Erciyes Diyaliz Merkezi  Mesul Müdürü uzman doktor Hakkı Gökhan Eryılmaz, diyaliz hastalarına büyük kolaylık olan Ev Hemodiyalizi hizmeti hakkında gazetemiz okuyucularına bilgiler verdi. Kayseri’de 10 evde ‘Ev hemodiyalizi hizmeti’ ile hastaların evinde tedavi gördüğünü söyleyen Dr. Eryılmaz, “Kayserimizde 900 civarı Hemodiyaliz hastası mevcuttur. Hemodiyaliz tedavisi olanların tedavisinin evde yapılması konusunda Özel FMC Erciyes Diyaliz Merkezi öncü olmuştu. O günden bu güne 10 adet evde Hemodiyaliz hastasına ulaşmıştır” dedi.

İşte diyaliz hastalarını yakından ilgilendiren Uzman Doktor Eryılmaz ile yaptığımız o röportaj:

ÜLKEMİZDE HEMODİYALİZ HASTA SAYISI KAÇTIR? GÜNCEL BİR BİLGİ PAYLAŞABİLİR MİSİNİZ?

Böbrek yetmezliği hastalığı sinsice ilerliyor. Belirti vermeden önce böbrek fonksiyonlarımızı yüzde 90 kaybetmiş olabiliriz. 5 evreli bir süreç halinde tanımlanan Kronik Böbrek Yetmezliği yüksek maliyetli ve ölümle neticelenebilen bir hastalıktır. Tüm dünyada yaklaşık 2,2 milyon kişi diyaliz tedavisi ile yaşamını sürdürmektedir. Bu oran her yıl yüzde 5 artmaktadır. Ülkemizde 2000 yılında 14 bin olan Hemodiyaliz hastası 2013'te 54 bin civarına ulaşmıştır. Ve KBY hastalığının farkında olanlar yüzde 2 oranındadır. Analjeziklere dikkat etmeliyiz. Her ağrı halinde almamalıdır. Böbreklere ağrı kesiciler gibi zarar veren alkol, sigaradan da uzak durulmalıdır. Sigaranın böbrek kanserine neden olabildiği unutulmamalıdır. Önümüzdeki on yılda bu orana bağlı hasta sayısındaki artışın getireceği ekonomik yük göz ardı edilmemelidir.

EVDE UYGULANABİLEN DİYALİZ YÖNTEMLERİ HANGİLERİDİR?

Ev tedavileri hastanın özgürlüğü açısından ayrı bir yere sahiptir. Hastanın tıbbi ve sosyal uygunluk durumu, isteği ve hekimin kararına göre bu periton diyalizi ya da hemodiyaliz olabilir. Hemodiyaliz ile karşılaştırıldığında, periton diyalizi ile elde edilen temizlenme oranı daha düşüktür ve genellikle halen kendi böbrek fonksiyonu da bulunan, diyalize yeni başlayacak hastalarda tercih edilir, kişinin kendi böbrek fonksiyonu süreç içinde tamamen yok olunca da periton diyaliz yetersiz kalıp, hemodiyaliz ya da organ nakli seçeneklerine geçmek gerekir.

NEDEN EV HEMODİYALİZİ?

Diyalizde geçen dört saate hazırlık, yol gibi ilave zaman kayıpları ve çoğu hastada diyaliz tedavisi sonrasında uzunca bir süre devam eden bitkinlik, yorgunluk da eklendiğinde neredeyse tüm gün kaybolmaktadır. Bazı hastalar bunu “haftanın dört güne inmesi” olarak tanımlamaktadır. Tüm hastalar hastanenin veya diyaliz merkezinin belirlediği plan çerçevesinde zamanında orada olmak ve sonraki hasta için yerini boşaltmakla yükümlüdür. Bu da kişilerin gerek sosyal ve iş yaşamından, gerekse daha fazla diyalizin kazandıracağı avantajlardan vazgeçmek durumunda bırakmaktadır. Ev hemodiyalizi sayesinde elde edilen konfor, özgürlük dışında, asıl önemli kazanç hastaların daha uzun sürelerle diyaliz olabilmesine olanak tanımasıdır (en çok tercih edilen şekil haftada üç gün, sekiz saat diyalizdir). Haftada üç gün dört saat yerine, sekiz saat diyaliz olması durumunda kanda biriken zararlı maddelerin temizlenmesi artmakta, buna bağlı olarak da hasta yaşam süresi ve kalitesi artmaktadır. Diyaliz süresi dört saatten sekiz saate çıktığında diyaliz sonrası halsizlik olmamakta, diyalizde tansiyon düşmesi ve kramp görülmemektedir. İştah artmakta, kanda protein-albümin düzey yükselmekte, gerçek kiloda artış ortaya çıkmaktadır. Dünyada uzun yıllardan beri uygulanan ev hemodiyalizi yöntemi, standart diyalizin zorluk ve eksikliklerini giderebilmek üzere ülkemizde de 2010 yılı sonlarında başlatılmıştır. Dünyada ev hemodiyalizi 1960’ların başında, İngiltere, Amerika ve Japonya’da ilk olarak uygulanmaya başladı. Elde edilen olumlu sonuçları nedeniyle başta bu ülkelerde olmak üzere yaygınlaştı. 1970’li yıllarda Amerika’daki hemodiyaliz hastalarının %40’ı evde hemodiyaliz uygulamaktaydı. Ancak daha sonra özel diyaliz merkezlerinin yaygınlaşması, ev hemodiyalizi eğitimi veren merkezlerin yetersizliği, ekonomik gerekçeler, hasta grubunun giderek daha yaşlı olması gibi sebeplerle bu oranda önemli azalmalar oldu. 2000’in ilk yıllarında ise, diyaliz teknolojisindeki gelişmelere rağmen haftada 3 gün 4 saat diyaliz ile hastaların yaşam süresi ve kalitesinde belirgin bir iyileşme olmadığı, hastaların pek çok ilaç kullanmaya devam etmek zorunda kaldığı, buna rağmen kendilerini pek de iyi, sağlıklı hissetmedikleri ortaya çıktı. Öte yandan, uzun diyaliz tedavisi uygulayan ülkelerde bu sonuçlar bariz olarak daha iyi olduğu görüldü. Bunun üzerine tüm dünyada diyaliz süresinin arttırılması düşüncesi öne çıktı. Daha uzun diyaliz süresi en kolay, en ekonomik, en konforlu olarak ev hemodiyalizinde sağlanabileceğinden ötürü de tüm dünyada ev hemodiyaliz tekrar artışa geçti. Günümüzde ev hemodiyalizi pek çok ülkede hastalara daha başarılı ve özgür bir tedavi seçeneği sunmak için sağlık otoritelerince desteklenmektedir.

EVDE HEMODİYALİZ KİMLER YAPABİLİR? NASIL YAPILIR? 

Diyalize girmekte olan ya da yakın zamanda başlaması gereken, Sağlığında daha fazla söz sahibi olmak isteyen, Aktif sosyal ve iş yaşamını sürdürmek ya da yeni bir işe başlamak isteyen, Ailesiyle veya evde daha fazla vakit geçirmek isteyen, Kendisi ya da bir yakını diyaliz işlemini ve damar yolu girişimini öğrenebilecek herkes ev hemodiyalizi adayı olabilir. Kişiler eğitim öncesinde tedaviye uygunluk açısından diyaliz hemşiresi, teknisyeni ve nefroloji uzmanı tarafından değerlendirilir. İstemek en önemli başlangıç noktasıdır. Sağlık Bakanlığı’nca yapılan yeni bir düzenleme sonrasında, artık evde hemodiyalizi kendi veya yakını yapamayacak hastalara bir diyaliz hemşiresi tarafından evinde hemodiyaliz yapılması da mümkün olmuştur. Merkez diyalizinde kullanılan gibi, ancak kullanımı daha kolay hemodiyaliz makineleri ve su sistemi hastanın evine kurulur, hasta ve/veya yakını bu konuda eğitim alır ve tüm diyaliz işlemlerini evde yapar. Belir bir zaman ya da süre zorunluluğu var mıdır? Diyaliz süresi haftada 3 gün olmak üzere, her hasta kendi koşullarına göre diyaliz zamanı ve gününü seçebilir, değişiklik yapabilir, gün içi veya gece seçeneklerini kullanabilir. Diyaliz süresi 7-8 saat olarak önerilmektedir. Özellikle çalışan, çalışmaya başlamak isteyen ya da gün içi aktivitelerini etkin devam ettirmek isteyen hastalar için gece uykuda 8 saat diyaliz daha uygun bir program olacaktır.

Kayseri'nin o bölgesine uyarı yapıldı! Gün boyu sürecek
Kayseri'nin o bölgesine uyarı yapıldı! Gün boyu sürecek
İçeriği Görüntüle

EV HEMODİYALİZİNİN AVANTAJLARI NELERDİR?

Eğitim haftada 3 gün diyaliz sırasında 1-1.5 ay kadar sürmektedir. Her hasta diyaliz günü ve zamanını kendi seçebilir. Hastaların ek hiçbir ücret ödemesi gerekmez. Ev hemodiyalizi, hastaya kendi tedavi planını yapabilme, dolayısıyla kendi hayatını yönetme özgürlüğünü verir. Daha iyi, daha aktif ev, aile, sosyal ve iş yaşamı sağlar. Ev hemodiyalizine geçen hastalar, yaşam kalitelerinde yükselme olduğunu, kendilerini daha enerjik ve mutlu hissettiklerini, daha iyi uyuduklarını ifade etmektedirler. Kişiye özel makine kullanımı sonucunda hijyen açısından olumlu sonuçlar sağlanır. Merkez hastalarına göre herhangi bir sebepten hastaneye yatma ihtimali daha azdır. Damar yolu problemi ya da enfeksiyonu daha seyrek görülür. Diyaliz süresini uzatabilmeye imkan verir, hatta günümüz koşullarında ancak ev diyalizi ile uzun diyaliz mümkün olabilmektedir. Herhangi bir klinikte diyalize giren hastalar en fazla 3 gün 4’er saat diyaliz yapabilmektedir. Bu süreyi uzatmak gerek mevcut hasta sayısı, gerekse bir merkezde 8 saat kalmanın zorluğu nedeniyle pratikte sağlanamamaktadır. Diyaliz süresinin daha uzun olması ne kazandırır? Böbreklerimiz 24 saat çalıştığından, diyaliz süresinin uzatılması normal böbrek fonksiyonlarına daha çok benzer. Daha uzun süreli diyaliz ile üre ve benzeri gibi böbrek yetmezliğinde biriken toksinler çok daha iyi temizlenmekte, sıvı birikimi azalmakta, deri rengi, kas ve kemik hastalıkları düzelmektedir. Pek çok diyaliz hastasının kullanmak zorunda kaldığı tansiyon, fosfor ya da kan ilaçları kullanımına çoğunlukla ihtiyaç kalmamaktadır. Hastadan sıvı çekilmesi işlemi 4 saat yerine 8 saate yayıldığından diyaliz sırasında çoğu hastada rastlanılan tansiyon düşmesi, kramp gibi sorunlar nerdeyse tamamen kaybolmaktadır. Diyaliz süresinin 4 saatten 8 saate çıkarılmasıyla yaşam süresinde uzama, kalp fonksiyonlarında iyileşme, kan mineral ölçümlerinde düzelme, yaşam kalitesinde ve çalışabilirlik durumundan artma olduğu gösterilmiştir. Çoğu hastada, tuz dışında diyette ciddi kısıtlama gerekmez. Seksüel fonksiyonlarda ve kadın doğurganlığında iyileşme bildirilmektedir.