Veri girişi personeli, klasik sekreterlik hizmetleri ve temel çağrı merkezi operatörlüğü bu değişimden en çok etkilenecek alanlar arasında gösteriliyor. Yapay zekâ destekli yazılımlar artık birçok işlemi saniyeler içinde yapabiliyor. Bu sistemlerin hem daha hızlı hem de hatasız çalışması işverenlerin tercihlerini değiştirmiş durumda. Girişimcilere göre basit ofis görevleri, önümüzdeki iki yıl içinde tamamen otomatikleşebilir. Bu durum, düşük teknik beceriye sahip çalışanlar için önemli bir risk oluşturuyor. İş dünyasında artık dijital okuryazarlığı yüksek çalışanlara ihtiyaç artıyor. Bu dönüşümün geri dönüşü olmayan bir süreç olduğu ifade ediliyor.
Yeni meslekler güç kazanırken eski roller geriliyor
Teknoloji alanındaki yatırımlar arttıkça yeni iş alanları da ortaya çıkıyor. Veri analistleri, yapay zekâ eğitmenleri, siber güvenlik uzmanları gibi mesleklerin önümüzdeki yıllarda daha da güçleneceği belirtiliyor. Bu alanlarda çalışmak için teknik eğitim şart hâle geliyor. Girişimciler, değişime uyum sağlayanların iş bulma konusunda avantaj kazanacağını vurguluyor.
Ancak mevcut mesleklerde çalışan birçok kişi bu dönüşüme hazırlıksız yakalanıyor. Uzmanlar, özellikle rutin görevlerin gelecekte tamamen yazılımlar tarafından yapılacağını söylüyor. İş gücü piyasasında yaşanacak bu kayma, çalışanların kendilerini geliştirmesini zorunlu kılıyor. Ekonomistler, teknolojik dönüşümün iş kaybı yaratmasının yanı sıra yeni fırsatlar da getirdiğini hatırlatıyor. Fakat bu fırsatlardan yararlanmak için proaktif davranmak gerektiği vurgulanıyor. Öğrenmeye açık çalışanlar, 2026 ve sonrasında daha güçlü bir konuma sahip olacak. Eğitimlerini güncellemeyenlerin ise iş bulma şansının düşeceği belirtiliyor. Girişimciler, bu sürecin toplumun tüm kesimlerini etkileyeceğini ifade ediyor.
2026 kritik eşik olacak
Uzmanlar, 2026 yılının iş dünyasında büyük bir kırılma noktası olacağını düşünüyor. Otomasyon oranının ciddi ölçüde artması birçok şirketin personel yapısını değiştirmesine yol açacak. İnsan gücünün yalnızca yaratıcı, analiz gerektiren ve sosyal zekâ isteyen alanlarda kullanılacağı ifade ediliyor. Bu durum, pek çok kişinin meslek değiştirmesini zorunlu kılabilir. Eğitimin bu yeni yapıya uygun hâle gelmesi gerektiği belirtiliyor. Girişimciler, üniversitelerin ve meslek kurslarının teknoloji odaklı programları artırmasının önemine dikkat çekiyor. İşverenler ise yeni dönem için daha esnek ve dijital yetkinlikleri olan çalışanları tercih edecek. Bu süreçte devlet desteklerinin de kritik rol oynayacağı ifade ediliyor.
Dönüşümün kaçınılmaz olduğu, fakat uyum sağlayanlar için büyük fırsatlar barındırdığı vurgulanıyor. Girişimciler, toplumun bu süreci doğru okuması hâlinde istihdamda güçlü bir dönüşüm yaşanabileceğini belirtiyor. Teknolojinin hızlanmasıyla mesleklerin ömrü kısalırken yeni mesleklerin ortaya çıkması iş dünyasını canlı tutacak. Sonuç olarak 2026, pek çok çalışan için eşik niteliği taşıyacak bir yıl olacak.




