Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, Türkiye’nin arkeolojik kazılarla elde ettiği yeni bulguları kamuoyuyla paylaştı. Bakan Mehmet Nuri Ersoy, “Anadolu sofralarının kökenine ışık tutuyoruz” ifadeleriyle yürütülen çalışmalara dikkat çekti.
Ersoy, açıklamasında Kütahya, Konya, Eskişehir ve Karaman’da ortaya çıkarılan tarihi kalıntıların yalnızca arkeolojik değil, aynı zamanda kültürel ve gastronomik bir değer taşıdığını vurguladı.
Binlerce yıllık kalıntılar gün yüzüne çıkarıldı
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, paylaşımında “Kütahya Tavşanlı Höyük’te 4 bin yıllık nohut, Konya Çatalhöyük’te 8 bin 600 yıllık, Eskişehir Küllüoba ve Karaman Topraktepe’de ise binlerce yıllık ekmek kalıntılarını gün yüzüne çıkardık’’ ifadelerini dile getirdi.
Ayrıca ‘’Bu buluntular, Anadolu’nun üretim geleneğini, inanç sistemlerini ve sofra kültürünü bir bütün olarak gözler önüne seriyor” ifadelerine değinen Ersoy, kalıntıların geçmiş zamanın kültürüne değindi.
Buluntuların Anadolu’nun binlerce yıllık tarım, üretim ve beslenme kültürünün köklerine dair önemli veriler sunduğunu belirten Bakan Ersoy, geçmişten bugüne uzanan gastronomi mirasının korunmasına yönelik çalışmaların süreceğini ifade etti.
‘’Anadolu kültürel zenginliğin merkeziydi’’
Bakan Ersoy, paylaşımında “Bugün nasıl gastronomide Türkiye konuşuluyorsa, binlerce yıl önce de Anadolu aynı bereketin ve kültürel zenginliğin merkeziydi. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, bu köklü mirasın izlerini sürmeye ve geçmişimize ışık tutmaya devam ediyoruz.” sözleriyle Türkiye’nin tarihsel derinliğine dikkat çekti.
Bu açıklama, hem arkeolojik hem de gastronomik anlamda Anadolu’nun dünya kültür mirasındaki önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bulgular 8600 yıllık olarak kaydedildi
Ersoy, “Kütahya Tavşanlı Höyük’te 4.000 yıllık nohut, Konya Çatalhöyük’te 8.600 yıllık, Eskişehir Küllüoba ve Karaman Topraktepe’de binlerce yıllık ekmek kalıntılarını gün yüzüne çıkardık” ifadesini paylaştı.
Bu bilginin, Anadolu’da tarım ve beslenme pratiklerinin çok erken dönemlerden itibaren sürdürüldüğünü ortaya koyan nitelikte olduğu açıklandı. Çatalhöyük için belirtilen 8.600 yıllık bulgular, yerleşik yaşamın derinliğine işaret ederken; Tavşanlı Höyük’teki nohut örneği, baklagil kullanımının uzun soluklu geçmişine dikkat çekti.
Küllüoba ve Topraktepe’deki ekmek kalıntıları ise üretim ve tüketim alışkanlıklarına dair somut izler sundu.
