Gazeteci Fatih Altaylı, bugün görülen duruşmada “Cumhurbaşkanı’na yönelik tehdit içerikli ifadeler kullandığı” iddiasıyla yargılandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Altaylı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Altaylı, daha önce yaptığı bir yayın nedeniyle “kaçma şüphesi” gerekçesiyle tutuklanmıştı. Bugünkü karar, hem hukuk çevrelerinde hem de kamuoyunda tartışmalara yol açtı.
Kararın ardından sosyal medyada değerlendirmeler yapılırken, dikkat çeken açıklamalardan biri de gazeteci ve eski AK Parti Milletvekili Şamil Tayyardan geldi. Tayyar, Türkiye'nin terörle mücadele ve demokratikleşme sürecine dair daha geniş bir çerçevede değerlendirme yaparak Altaylı’nın tutukluluğuna gönderme yaptı.
Tayyar, X hesabında şu ifadeleri kullandı:
“Terörsüz Türkiye projesi, sanırım sadece PKK terörünün sonlandırılması amacına matuf değildir.
Terör üreten veya terörü besleyen bataklığın kurutulması, istismar alanlarının tasfiyesi de sürecin parçasıdır.
Bu bağlamda demokrasi açığının kapatılması, temel hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesi, önemlidir.
Velhasıl, topyekun bir iç tahkimata, birlikte yaşama sebeplerini çoğaltmaya, huzur ortamını güçlendirmeye ihtiyaç var.
Bir taraftan İmralı’yla müzakere yapılırken, Hüseyin Kocabıyık, Fatih Altaylı, Furkan Bölükbaşı gibi bildik isimlerin tutuksuz yargılanmak yerine ‘kaçma’ şüphesiyle cezaevine atılmaları, yukarıda tarifini yaptığımız büyük fotoğrafa gölge düşürür.
Madem yeni bir başlangıç yapılıyor, hayatın her alanına dokunmak gerekir.”
Tayyar’ın bu mesajı, hükümetin yeni bir toplumsal barış ve demokratikleşme adımı atmaya çalıştığı bir dönemde gazetecilerin tutuklu yargılanmasının “büyük fotoğrafla çeliştiği” yönündeki değerlendirmelerle örtüşüyor.
Gazeteci Fatih Altaylı’nın avukatlarının karara itiraz hazırlığında olduğu ve sürecin üst mahkemelere taşınmasının beklendiği belirtiliyor.




