Bitcoin sert kayıpta! Düşüş sezonu başladı
Bitcoin sert kayıpta! Düşüş sezonu başladı
İçeriği Görüntüle

Birçok kişi borcunu ödeyemediğinde durumu kendi hâline bıraksa da bu yaklaşım borcun katlanarak büyümesine neden oluyor. Özellikle kredi kartlarında günlük işleyen faiz oranları borç yükünü çok kısa sürede iki ya da üç katına çıkarabiliyor. Bu yüzden uzmanlar, gecikmeye düşmenin uzun vadede hem maddi hem de hukuki açıdan büyük bir risk oluşturduğunu ifade ediyor.

Gecikmeye Düşmemek Borç Yönetiminin Kalbi

Uzmanların vurguladığı en önemli unsur, borçlarda gecikmenin kesinlikle yaşanmaması gerektiği. Çünkü her gecikme gününde borca eklenen faiz birikiyor ve borçlu kişi farkında olmadan daha ağır bir yük altına giriyor. Gecikme süresi uzadıkça bankalardaki risk puanı da bozuluyor ve bu durum gelecekte kredi çekmeyi zorlaştırıyor. Uzmanlara göre borcun tamamı ödenemese bile en azından asgarî ödeme tutarının yatırılması, borçluyu psikolojik olarak da mali olarak da rahatlatıyor. Birçok borçlu, asgarî ödeme yapmanın sonuç doğurmadığını düşünse de uzmanlar bunun büyük bir yanılgı olduğunu belirtiyor. Küçük bir ödeme bile borcun kontrolünü kaybetmeyi engelleyebiliyor.

Bankayla İletişim Kurmak Borçluyu Güçlendiriyor

Ödeme güçlüğü yaşayan vatandaşların sık yaptığı yanlışlardan biri, bankayla iletişim kurmaktan kaçınmak. Oysa uzmanlar, bankaların borç yeniden yapılandırma konusunda son derece esnek olabildiğini ve çoğu zaman müşteriye farklı seçenekler sunduğunu belirtiyor. Yapılandırma talep eden bir borçlu, borcunu daha uzun vadeye yayarak aylık ödemeleri ciddi şekilde düşürebiliyor. Bazı durumlarda bankalar faiz indirimi ya da kampanya niteliğinde kolaylıklar bile sağlayabiliyor. Bu imkânların kullanılmaması, borcun gereksiz yere büyümesine neden oluyor. Uzmanlar, iletişim kuran borçlunun her zaman bir adım önde olduğunu ve süreci kendi lehine çevirebildiğini belirtiyor. Borçlu kişi bu adımı attığında hem risk puanını koruyor hem de kendisine zaman kazandırmış oluyor.

Hukuki Süreç Başlamadan Önce Son Fırsat

Uzun süre ödenmeyen borçlarda hukuki süreç kaçınılmaz hâle geliyor ve icra işlemleri devreye giriyor. Bu aşamaya gelindiğinde borcun üzerine avukat masrafı, icra harcı ve dosya giderleri de ekleniyor. Bu ek maliyetler borç miktarını kısa sürede çok daha yüksek bir seviyeye çıkarıyor. Hukuki sürecin başlaması yalnızca maddi değil, psikolojik baskıyı da artırıyor ve borçluyu daha zor bir döneme sürüklüyor. Uzmanlar, icra takibine geçilmeden önce bankaların genellikle borçluyla son kez iletişime geçtiğini belirtiyor. Bu noktada yapılacak küçük bir ödeme veya anlaşma, borçluyu büyük bir yükten kurtarabiliyor. Hukuki süreç başlatıldıktan sonra geri dönüş daha masraflı olduğu için bu aşamayı beklemek büyük bir hata olarak değerlendiriliyor. Uzmanlara göre bu “son fırsat”ın değerlendirilmesi, borcun ilerleyen aylarda daha da ağırlaşmasını engelliyor.

Kaynak: Haber Merkezi