Kayseri’de ERVA Spor Okulları için söyleşi programı düzenlendi. Programa, Dünya Etnospor Konfederasyonu ve İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Vali Gökmen Çiçek, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz ve AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler de konuşmacı olarak yer aldı.

‘Tekerleği Yeniden Keşfetmeye Gerek Yok’

Yüzyıllık Mezar Merak Konusu Oldu! Yüzyıllık Mezar Merak Konusu Oldu!

Söyleşide konuşan Bilal Erdoğan, ‘Ben bu projeyi, burada bir 'Eğitime Destek Platformu' toplantısından hatırlıyorum. Yani o zaman hangi aşamadaydı, fikir miydi, başlamış mıydı? Ondan sonra spor kulüplerine de evrilmiş. Ama gençlikle ilgili birçok çalışma yaptığımız zaman, özellikle Eğitime Destek Platformu toplantılarına gittiğimiz zaman hep anlatmaya çalıştığım bir şey var. Aslında tekerleği yeniden keşfetmeye gerek yok. Her ilde, gençlerin yetişmesiyle ilgili vazifesi olan yeterince insanımız var. Öğretmenlerimiz, antrenörlerimiz, hocalarımız birçok insan, 'çoluk çocuğa mukayyet olmak, onun terbiyesiyle yetişmesiyle ilgilenmek, ona yeni bir şeyler öğretmek' için vazifeli durumda. Devlet tarafından vazifeli olan, özel sektörde maaşla o vazifeyi devam ettiren ve gönüllülük yoluyla kendini bu işlere adamış insanlarımız çok şükür var. Ama neticede her bir ünitede yani bir okulda, bir mahallede, bir ilçede, bir ilde çocuklarımızı teker teker sıralayıp her birinin karşısına bir şey yazabilmemiz gerekiyor’ diye konuştu.

Vali Çiçek Erdoğan.

‘Eğitim Dendiği Zaman Ben Ne Yapıyorum Sorusunu Kendimize Sormamız Lazım’

Türkiye’deki eğitim ile ilgili konuşan Başkan Erdoğan, ‘Türkiye'de eğitim dendiği zaman yanlış şeyleri konuşuyoruz. Türkiye'de eğitim dendiği zaman atanamayan öğretmenleri konuşuyoruz. Türkiye'de eğitim dendiği zaman sınav konuşuyoruz test konuşuyoruz. Eğitim dendiği zaman çocuğu konuşmamız lazım. Iskaladığımız hiçbir çocuğun kalmamasını konuşmamız lazım. Eğitim dendiği zaman ben ne yapıyorum sorusunu kendimize sormamız lazım. Her birimiz her ne yapıyorsak, velisinden, öğretmeninden, iş insanından esnafından girişimcisinden, çiftçisinden, zanaatkarından, hepsine varıncaya kadar eğitim verdiği zaman ben ne yapıyorum ki diye kendimize sormamız lazım. Çünkü uluslararası düzeyde bir eğitim literatüründe çok somut bir veri var. Toplumun veli başta olmak üzere eğitime pozitif katkı yaptığı zaman muhakkak sonuç alındığını biliyoruz. Yani bir veli ‘ben ne yapabilirim ki çocuğu zaten bir şey yapamadığım için okula verdim’ diyor bazen, bakıyorsunuz. Ama bir veli, kendi mesleğini öğretebilir. Çocuklara nasihat edebilir, çocukların sosyal faaliyetlerinde onlara büyüklük yapabilir. Veyahut da elinden iş geliyorsa okulun bir tane bozuk musluğunu tamir edebilir. Boyanması icap eden bir duvarını boyayabilir’ ifadelerini kullandı.

Kaynak: ÖZEL HABER