Marmara Bölgesi'ne özel bir dikkat çeken Moriwaki, özellikle Bandırma hattında 400 yıldır büyük bir deprem yaşanmadığına dikkat çekerek, "Bu bölgede ciddi bir enerji birikimi var.
Dikkatli olunmalı," ifadelerini kullandı. Uzman, Marmara Bölgesi’nin sismik olarak oldukça aktif bir bölge olduğunu, ancak Bandırma ve çevresindeki hatların uzun bir süredir beklediği büyük deprem için ciddi bir risk oluşturduğunu vurguladı.
Deprem Enerjisi Birikiyor: Bandırma Hattı İçin Dikkatli Olunmalı
Moriwaki, Marmara Bölgesi’ndeki sismik faaliyetleri inceleyen bir uzman olarak, özellikle Bandırma çevresindeki fay hattının büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu belirtti. "Bandırma ve çevresindeki bölgede yaklaşık 400 yıldır büyük bir deprem yaşanmadı.
Bu, bölgede ciddi bir enerji birikimi olduğunu gösteriyor," dedi. Uzman, geçmişte yaşanan büyük depremlerin bu bölgelerdeki yerleşim alanları için büyük yıkımlara yol açtığını hatırlatarak, bugünün depreme hazırlıksız bir şekilde karşılanmaması gerektiğini vurguladı.
Bandırma'nın Geçmiş Depremleri ve Günümüzdeki Risk
Marmara Bölgesi’ndeki deprem aktivitesine dair çok sayıda örnek veren Moriwaki, 1999 yılında yaşanan büyük İzmit depremiyle başlayan, Çanakkale-Gelibolu hattındaki sismik hareketliliği de hatırlattı. "Çanakkale'deki fay hattı 1912'de kırıldı.
Yalova-Çınarcık hattı da 1999’da hareketlendi, ancak Bandırma hattında uzun bir süredir bu tip büyük bir sarsıntı yaşanmadı. Bu durum, enerji birikimini artırıyor," diye belirtti. Uzman, Bandırma hattının, bu anlamda, yüksek risk taşıyan bir bölge olarak önemini koruduğunu dile getirdi.
Yalova ve Tekirdağ Arasındaki Potansiyel Deprem Riski
Moriwaki, Marmara Bölgesi’nin genelindeki riskleri de ele aldı. Özellikle Tekirdağ’dan Yalova’ya kadar olan 170 kilometrelik fay hattının ciddi bir tehlike oluşturduğunu belirten uzman, bu hattın küçük ama önemli bir deprem üretme potansiyeli taşıdığını ifade etti.
Ayrıca, Marmara Denizi'nin batı kıyılarında, Silivri açıklarında ve Küçükçekmece-Yalova arasında büyük bir enerji birikimi olduğuna dikkat çekti. Bu hatların, büyük bir depreme yol açma potansiyeline sahip olduğunu belirten Moriwaki, bu bölgelerdeki yerleşim yerlerinde yaşayan halkın daha dikkatli olmaları gerektiğini kaydetti.
Deprem Güvenliği İçin Yapılaşma Şart
Moriwaki, depreme karşı alınacak en büyük önlemin sağlam yapılar inşa etmek olduğunun altını çizdi. Japonya’dan örnekler veren uzman, Japonya’da depreme dayanıklı binaların inşa edilmesinin, büyük depremler sırasında can ve mal kaybını önemli ölçüde azalttığını söyledi.
Türkiye’de de benzer önlemler alınması gerektiğini belirten uzman, Marmara Bölgesi'nde yaşayanların, depreme dayanıklı binalarda oturmasının hayati önem taşıdığını belirtti. "Binaların depreme dayanıklı olması, deprem anında hayat kurtarır. Türkiye'nin depreme hazırlıklı olması ve özellikle büyük şehirlerde bu tür yapılaşmaya hız verilmesi gerekiyor," dedi.