Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez yaptığı açıklamalarla son dönemde ülke gündeminde yaşanan tartışmaları değerlendirdi. Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'in yaptığı "Cemevi ibadethane olamaz" açıklamasından sadece birkaç gün sonra, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Kimse kendi tanımını, devletin ya da kurumların tanımını başkasına giydirmesin" sözleri ile dikkat çekti.

“İNSANIN SUÇ VE SORUMLULUĞUNU, İLAHİ KUDRETE YÜKLEMEK YANLIŞ”

Soma'daki can kayıpları konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "madenciliğin fıtratında var" sözlerinden de farklı bir açıklama yapan Görmez, "İnsanın suç ve sorumluluğunu, İlahi Kudrete yüklemek yanlıştır" diye konuştu. PKK'nın güneydoğu'da dağa kaçırdığı çocuklara da değinen Görmez, "Eşkıyalar masum çocuklarımızı dağlara kaçırmadan eşkıyalıkları önleyecek bir zemin oluşturulmalıdır" dedi.

“DİYANET İŞLERİ BAŞKANI YÜREKLERE TERCÜMAN OLDU”

Diğer yandan Görmez’in açıklamalarına Kayseri Barosu Başkanı Fevzi Konaç da destek verdi.

Serdar Çiçek, Mustafa Yalçın’ı ağır sözlerle eleştirdi!
Serdar Çiçek, Mustafa Yalçın’ı ağır sözlerle eleştirdi!
İçeriği Görüntüle

"Bir tarafta alabildiğine konfor, diğer tarafta çağdaş köle" ifadelerini kullanan Konaç,

“Kardeşlik hukukunu ihlal etmeyenlerle, hak ihlalleri yapanların ve zulmedenlerin aynı dinin mensupları olduklarını nasıl söyleyebiliriz?” dedi. Konaç, sosyal paylaşım sitesi facebookta konuyla ilgili şu görüşleri paylaştı: “Soma, modern uygarlık dünyasında dünyayla kurduğumuz ilişkinin, fakir ve mazlum bir grup insanın kaderini, nasıl ölümcül hale getirdiğini gözler önüne sermektedir. Yerin kilometrelerce altında ekmek parası için türlü eza, cefa ve meşakkatle çalışan kardeşlerimizin fedakârlığı her türlü takdirin üstünde olmakla birlikte, ölüm riskiyle güvensiz ortamda çalışmaya mahkûm edilişleri, bugünün dünyasında büyük bir trajedidir. Bir tarafta konforun alabildiğine sonsuz bir şekilde icra edildiği bir yaşam tarzı, diğer tarafta adeta çağdaş köle statüsünde yerin metrelerce altında kömür isi ve gaz kokusuyla ölüme mahkûm edilmiş, kazma ve kürek mahkûmları. Böyle bir dünyada haktan, adaletten, emekten, emek hakkından ve merhametten bahsetmek çok zordur. Yardım beklemesine rağmen kurtarılma önceliğini eşi hamile olan arkadaşına veren, kardeşlik ahlâkını, kardeşlik hukukunu böyle bir anda bile ihlal etmeyenlerle, hak ihlalleri yapanların ve zulmedenlerin aynı dinin mensupları olduklarını nasıl söyleyebiliriz? Diyanet İşleri Başkanımızın açıklamaları; yürek sızımıza tercüman olacak nitelikte”