Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde yer alıyor. Son yıllarda artan sarsıntılar, büyük şehirlerden kırsal bölgelere kadar hemen her kesimde yapı güvenliğini gündeme taşıdı.
Uzmanlar, sadece yeni binaların değil, 2000 öncesi inşa edilen yapıların da mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini belirtiyor. Deprem Yönetmeliği’ne göre 2000 yılından önce yapılan binalarda kullanılan malzeme kalitesi ve mühendislik standartları günümüz seviyesinin altında kalıyor.
Evin Depreme Dayanıklılığı Nasıl Öğrenilir?
Vatandaşların evlerinin dayanıklılığını öğrenmek için başvurabilecekleri en güvenilir yöntem, “Yapı Performans Analizi” olarak biliniyor. Bu analiz, yetkili mühendislik firmaları tarafından gerçekleştiriliyor ve binanın taşıyıcı sisteminden beton kalitesine kadar birçok unsuru kapsıyor.
İlk adım, binanın statik projesinin incelenmesiyle başlıyor. Ardından mühendisler binadan numuneler alarak laboratuvar ortamında beton basınç testleri yapıyor. Aynı zamanda donatı tespiti ve zemin etüdü de gerçekleştiriliyor.
Tüm bu veriler ışığında bina için “Deprem Dayanıklılık Raporu” hazırlanıyor. Bu rapor, yapının olası bir deprem karşısında ne kadar dayanıklı olduğunu bilimsel olarak ortaya koyuyor.
Riskli Yapılar İçin Kentsel Dönüşüm Fırsatı
Yapılan testler sonucunda binanın riskli çıkması durumunda, vatandaşlar kentsel dönüşüm kapsamında binalarını yenileme imkanına sahip oluyor. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu, bu süreçte vatandaşlara hem hukuki hem de mali destek sağlıyor.
Riskli yapı tespitleri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kurumlarca yapılabiliyor. Rapor sonucu riskli çıkan binalarda maliklere yeniden inşa veya güçlendirme seçenekleri sunuluyor.
Devlet, dönüşüm sürecinde kredi, kira yardımı ve vergi muafiyeti gibi desteklerle vatandaşların yükünü hafifletiyor.
Uzmanlardan Öneri: “Gözle Değil, Bilimle Kontrol Edin”
Jeoloji ve inşaat mühendisleri, vatandaşların sadece binanın dış görünümüne veya komşu binalara bakarak dayanıklılık tahmini yapmamaları gerektiğini vurguluyor.
Beton kalitesi, donatı yoğunluğu, zemin türü ve taşıyıcı kolon-kiriş ilişkisi gibi detaylar ancak teknik testlerle ortaya çıkabiliyor.
Ayrıca son dönemlerde bazı belediyeler, vatandaşlara ücretsiz ya da düşük ücretli ön inceleme hizmetleri sunmaya başladı. Bu hizmet kapsamında uzman ekipler, binanın genel durumuna ilişkin ön değerlendirme raporu hazırlıyor.
Depreme Hazırlıkta Bireysel Sorumluluk Öne Çıkıyor
Uzmanlara göre dayanıklı bir evde yaşamak kadar, doğru eşyaların yerleşimi, acil çıkış planlarının hazırlanması ve deprem çantalarının hazır bulundurulması da hayati önem taşıyor.
Ev sahiplerinin bina dayanıklılı