Kitaplarla dolu bir kütüphane, çoğu insan için bilgi ve kültürle özdeşleşir. Ancak, bazıları için bu kütüphane, okunmamış kitapların biriktiği bir suçluluk yığınına dönüşebilir. Ünlü modacı Karl Lagerfeld’in, “Her satın aldığınız kitapla, onu okuyacak zamanı da satın almalısınız” sözü, bu durumu çarpıcı bir şekilde özetliyor. Japonya kökenli bir terim olan “Tsundoku Sendromu”, okuyamayacağı kadar kitap satın alan ve buna rağmen yeni kitaplar almaya devam eden bireylerin yaşadığı bir davranışı ifade ediyor.
Tsundoku Nedir ve Kökeni Nereden Geliyor?
Tsundoku, Japonca’da “tsundae-oku” (bir şeyi istifleyip kullanmadan bırakma) ve “doku” (kitap okuma) kelimelerinin birleşiminden doğmuş bir terim. Okuma niyetiyle alınan ancak kapağı bile açılmadan biriken kitapları tanımlıyor. Bu durum, koleksiyonerlikten tamamen farklı çünkü Tsundoku’da disiplinli bir biriktirme değil, okuma niyetine dayalı bir yanılsama söz konusu. Kitaplar, alınır, raflara dizilir, ama çoğu zaman okunmadan kalır.
Tsundoku mu, Bibliomani mi?
Tsundoku, sıkça bibliomani ile karıştırılıyor, ancak bu iki durum arasında önemli farklar var. Bibliomanide, kişi kitapları sadece “sahip olma” arzusuyla toplar, okuma niyeti yoktur. Kitabı satın aldığı anda tatmin olur ve suçluluk hissetmez. Tsundoku’da ise temel motivasyon, kitapları okumaktır. Ancak, okunmamış kitap yığınları biriktikçe kişi suçluluk duyar. Bu suçluluk, ironik bir şekilde, yeni kitaplar alarak rahatlamaya çalışma döngüsünü tetikleyebilir. Tsundoku’nun sonucunda ortaya çıkan kütüphane hem bir gurur kaynağı hem de bir duygusal yük haline gelir.
Tsundoku’nun Nedenleri ve Belirtileri
Tsundoku’nun kökeninde çeşitli psikolojik ve sosyal faktörler yatıyor. Örneğin, bazı bireyler çevrelerinin kendilerini “kitap kurdu” olarak görmesini ister ve bu imajı sürdürmek için kitap alır. “Sen bunları gerçekten okuyor musun?” sorusu, bu kişiler için bir kabus olabilir. Diğer nedenler arasında, bir kitabın baskısının tükenmesi korkusu, kendini geliştirme arzusu, sosyal medyanın özendirici etkisi veya yeni çıkan kitaplara duyulan merak yer alıyor. Zaman yetersizliği ise bu niyeti gerçekleştirmeyi zorlaştırıyor. Tsundoku’nun belirtileri arasında şunlar öne çıkıyor:
• Okunmamış kitaplara rağmen yeni kitap alma dürtüsünü kontrol edememe
• Kitabı aldıktan sonra aşırı mutluluk, alamayınca yoğun üzüntü veya endişe hissetme
• Okunmamış kitaplara bakarken suçluluk duyma ve bu duyguyu yeni kitaplar alarak bastırmaya çalışma
• Kitap satın almayı, diğer temel ihtiyaçların önüne koyma
• Kitaplarını ödünç vermekten kaçınma ve ödünç verilirse huzursuzluk hissetme
• E-kitap veya sesli kitap gibi alternatiflere karşı direnç gösterme
Tsundoku ile Başa Çıkma Yolları
Tsundoku ile mücadelede ilk adım, bu davranışı fark etmek ve kabul etmektir. Eğer çevrenizde böyle bir durum gözlemliyorsanız, kişiyi nazikçe bilgilendirerek farkındalık yaratabilirsiniz. Ancak, Tsundoku’nun altında yatan nedenler karmaşık olabilir; bu nedenle profesyonel destek almak en etkili yol. Bir ruh sağlığı uzmanıyla yürütülen psikoterapi süreci, Tsundoku’nun bireyin hayatındaki yerini ve etkilerini detaylı bir şekilde ele alabilir. Uzman, kişinin duygularını, motivasyonlarını ve davranış döngülerini anlamaya yardımcı olur. Eğer psikiyatrik bir tedavi gerekiyorsa, uzmanın yönlendirmelerine uymak, daha verimli bir iyileşme sağlar.