Kayseri’de altın fiyatları tarihi zirveleri gördü. Gram altın neredeyse 6 bin liraya dayandı. Vatandaşın birikimi buharlaşıyor, düğünlerde takı takmak bile zorlaştı.
Kayseri’nin Kapalı Çarşısı bu aralar sessiz. Vitrinler ışıl ışıl ama içerideki hareket azalmış. Eskiden sabah erken saatlerde kuyumcuların önünde fiyat soranlar olurdu, şimdi herkes sadece camdan bakıp geçiyor. Çünkü gram altın neredeyse 6 bin liraya dayanmış durumda. Çeyrek altın ise bir dönem “takı” olarak düşünülürken artık adeta yatırımcıların bile korkarak baktığı bir değer haline geldi.
Ama mesele sadece rakam değil. Altının bu kadar yükselmesi aslında bir şeyin göstergesi: Türk Lirası’na olan güvenin azalması. İnsanlar altın alarak parasını korumaya çalışıyor ama ne yazık ki bu koruma çabası artık orta sınıf için bile lüks haline geldi.
Eskiden “yastık altı” denilen küçük birikimler, bugün yerini “hiç alamamaya” bıraktı. Düğünlerde altın takmak artık bir “saygı göstergesi” değil, bir “maddi risk” gibi görülüyor. Genç çiftler “takı takmak yerine dua edin yeter” der hale geldi. Bir toplumun en özel anında bile ekonomi konuşuluyorsa, orada bir sorun vardır.
Kayseri insanı üretkendir, çalışkandır, ama aynı zamanda tedbirlidir de. Eskiden altın bir güven simgesiydi; bugünse belirsizliğin simgesi oldu. “Yarın ne olur” korkusuyla insanlar birikim yapamıyor, yapabilen de “bozdurmayayım, daha da artar” diye bekliyor. Bu döngü kenti sessizce sıkıştırıyor.
Kuyumcular da memnun değil aslında. Fiyat yüksek olunca satış azalıyor. “Altın yükseldi, işimiz açıldı” diye düşünen varsa yanılıyor. Çünkü Kayseri’de artık bir çeyrek altın almak bile bütçeyi sarsıyor. Küçük esnafın cebine giren para değil, sadece fiyat tabelası büyüyor.
Benim en çok üzüldüğüm nokta şu: Eskiden altın, sabrın ve emeğin karşılığıydı. Birikim demekti, güven demekti. Şimdi korku demek. İnsanlar “bugün alsam yarın pişman olur muyum” diye düşünür hale geldi.
Altının yükselmesi kimine göre fırsat, kimine göre felaket. Ama bence en tehlikelisi, halkın güven duygusunun kaybolması. Çünkü ekonomi sadece para değil, inançla döner. Kayseri’nin insanı bu ülkenin nabzıdır. O nabız artık “altın kaç lira oldu?” sorusuyla atıyorsa, orada mesele sadece ekonomi değildir.
Belki de artık “altın neden yükseldi” sorusunu bırakıp, “neden bu kadar altına mahkûm olduk” sorusunu sormamız gerekiyor.