Kayseri’de art arda yaşanan üzücü olaylar şehirde güvenlik endişesini artırdı. Vatandaşlar artık “Kayseri mi Teksas mı?” sorusunu yüksek sesle soruyor.
Kayseri mi Teksas mı?
Bir şehir düşünün; bir yanında üniversite kampüsünde genç bir kadın yaşamını yitiriyor, diğer yanında Fevzi Çakmak Mahallesi’nde bir genç, sokak ortasında can veriyor. Yetmezmiş gibi, lüks bir Porsche’nin içinde başka bir genç infaz ediliyor. Üstelik tüm bunlar bir hafta içinde oluyor. Burası Türkiye’nin ortasında bir sanayi şehri mi, yoksa kanunların hükmünü yitirdiği bir vahşi batı mı?
Kayseri artık sessizliğin değil, sirenlerin şehri oldu. Her sabah haber sitelerinde bir başka trajediyle uyanıyoruz. “Kıskançlık cinayeti”, “borç tartışması”, “araç içi infaz”... Peki ya bu manşetlerin arkasında yatan asıl gerçek ne?
Adaletin caydırıcılığını kaybettiği, toplumun öfkesini bastıramadığı bir şehirde yaşıyoruz. “Kayseri güvenlidir” sözü artık geçmişte kaldı. Çünkü kimse evladını dışarı gönderirken içi rahat değil.
Bu şehir bir zamanlar “üretimin başkenti” olarak anılırdı. Şimdi ise “cinayet başkenti” olmaya doğru hızla ilerliyor. İnsanlar korkuyor, gençler öfkeli, aileler endişeli. Üstelik bu sadece münferit olaylar değil; bir çürümenin, bir çözülmenin göstergesi.
Sokaklar sessiz, ama o sessizlik öfke dolu. İnsanlar konuşmuyor, çünkü adaletin sesi artık çok zayıf çıkıyor.
Kayseri’nin merkezinde, lüks araçların içinde silahlar patlıyorsa; mahalle aralarında gençler birbirini öldürüyorsa; üniversite kampüsleri bile kadınlar için güvenli değilse… o zaman “Kayseri mi Teksas mı?” diye sormak artık ironi değil, bir zorunluluktur.
Bu şehirde artık kimse öfkesini tutamıyor, kimse adaletin geleceğine inanmıyor. Çünkü her olayda aynı senaryoyu görüyoruz: “Gözaltına alındı, serbest bırakıldı.”
Sonra bir başkası ölüyor.
Belki de mesele sadece bireylerde değil. Bu şehir, uzun süredir birikmiş bir öfkenin patlama noktasında. Sessizliğe gömülen adalet duygusu, insanların vicdanında yara açıyor.
Ve o yara büyüyor.
Kayseri, kendine gelmeli.
Bu şehir, canın bu kadar ucuz olmadığı günleri hak ediyor.
Artık birileri “yeter” demeli — çünkü bu şehir Teksas değil, Türkiye’nin kalbi. Ve kalp, bu kadar çok kan kaybını kaldıramaz.