Kayseri bugünlerde alışık olmadığı, tedirgin bir bekleyiş içinde. Siyasi kulislerde, esnafın sabah çayında, sosyal medyanın dehlizlerinde hep aynı soru yankılanıyor: “Yeni Valiler Kararnamesi’nde Gökmen Çiçek gider mi?”

Bu soru, sadece bürokratik bir merakın eseri değil; Kayseri’nin son yıllarda yakaladığı o müthiş ivmenin kesilme ihtimaline duyulan samimi bir endişenin dışavurumudur. Çünkü Kayseri halkı biliyor ki; Gökmen Çiçek bu şehre sadece "imza atan" bir vali olarak gelmedi. O, sahaya inen, risk alan, gençlerin omzuna dokunan ve devletin o soğuk yüzünü şefkatle ısıtan bir "yol arkadaşı" oldu.

Bir Validen Fazlası: Halkın “Gökmen Abisi”

Türkiye’de valilik makamı genellikle mesafelidir; protokol kuralları ve ağırbaşlı sessizliklerle anılır. Ancak Gökmen Çiçek bu kalıbı Kayseri’de yerle bir etti. Mahalleye indi, gençle dertleşti, esnafın terazisine ortak oldu. Bugün Kayseri sokaklarında insanlar ona sadece “Sayın Valim” demiyor, “Gökmen Abi” diye sesleniyorsa; bu, devlet geleneğinde parayla pulla değil, sadece samimiyetle kazanılabilecek bir unvandır.

ERVA: Bir Proje Değil, Bir Gelecek İnşası

ERVA Spor Okulları’nı sıradan bir belediye hizmeti ya da spor faaliyeti sananlar çok yanılıyor. Bu proje, bir valinin uyuşturucuya, bağımlılığa ve sokağın karanlık yüzüne karşı açtığı sessiz ama devasa bir savaştır.

Gökmen Çiçek, çocuklarımızı kağıt üzerindeki raporlarda değil, spor salonlarındaki ter kokusunda, o ringlerin tozunda kurtarmayı seçti. Bugün Kayseri’nin en dezavantajlı mahallelerinde yükselen ERVA tabelaları, aileler için birer “umut kalesi” haline geldi. Hatta çocuk cezaevinde açılan şube bile, Vali Bey’in hiçbir evladımızdan vazgeçmediğinin en somut kanıtı oldu.

Soğanlı’dan Yamula’ya: Kayseri’nin Turizm Rönesansı

Kayseri yıllarca sadece "ticaret ve sanayi" şehri olarak anıldı; turizm ise Erciyes’in karlı zirvesine hapsedildi. Bugün ise durum farklı.

• Soğanlı Vadisi, unutulmuş bir coğrafyayken bugün balonların gökyüzünü süslediği bir turizm merkezine dönüştü.

• Yamula Barajı, sadece su kütlesi olmaktan çıkıp bir yaşam alanı haline geldi.

Bu değişim kendiliğinden olmadı; arkasında büyük bir ısrar, titiz bir takip ve en önemlisi "Kayseri’ye inanmış" bir irade vardı.

Depremde Görünen Karakter

Gerçek yöneticiler kriz anlarında belli olur. 6 Şubat depremlerinde Gökmen Çiçek’i koordinatör vali olarak sahada gördüğümüzde, o sadece bir devlet görevlisi değildi. Bir kamyon şoförünün ailesine ulaşan el, bir annenin feryadını dindiren ses, bir çocuğun gözündeki korkuyu silen bir şefkat abidesiydi. Devlet, o en zor günlerde sahada ancak bu kadar güzel temsil edilebilirdi.

Sayın Cumhurbaşkanımıza Bir Şehir Vicdanıyla Sesleniyoruz

Kulislerde Gökmen Çiçek’in adının "Merkez Valiliği" için geçtiği söyleniyor. Eğer bu iddialar doğruysa, Kayseri’den yükselen şu sese kulak verilmeli:

Gökmen Çiçek gibi enerjisi zirvede, halkla bütünleşmiş ve vizyonuyla şehri dönüştürmüş bir ismi merkeze çekmek, sadece Kayseri’ye değil, devletin yetişmiş insan kaynağına da bir israftır.

Eğer bu isim; bir Bakanlık, Bakan Yardımcılığı ya da İstanbul, Ankara gibi metropollerin valiliği için düşünülüyorsa, bu ancak bir liyakat ödülü olur. Fakat bugün Kayseri’nin talebi net: “Başladığımız bu güzel hikâye yarım kalmasın.” Tamamlanmayı bekleyen onlarca ERVA okulu, turizmde alınacak daha çok yol ve o meşhur "zaman kapsülüne" hayallerini bırakan gençlerin bir sözü var. O kapsül 10 yıl sonra Kayseri’de, Gökmen Çiçek’in attığı temellerin üzerinde açılmalıdır.

Marifet iltifata tabidir. Kayseri halkı bugün valisine sahip çıkarak ona en büyük iltifatı yapıyor. Umarız Ankara, Kayseri’nin bu haklı ve samimi çığlığını duyar. Çünkü bazı insanlar görev yaptıkları makamı sadece doldurmazlar, oraya ruh katarlar.

Gökmen Çiçek, Kayseri’nin ruhuna dokunmuştur; bu bağın koparılması şehre vefadır değil, haksızlıktır.