Yapay zeka o kadar sessiz ve derinden hayatımıza sızdı ki, fark etmeden onu hayatımızın her köşesine oturttuk. Artık hasta olduğumuzda doktora gitmeden önce ne yapmamız gerektiğini, sevgilimizle tartıştığımızda ne yazmamız gerektiğini; haklı mı haksız mı olduğumuzu ona soruyoruz. Peki neden her olayda artık bir kod yığınına koşuyoruz?
Gece yarısı içimizi kemiren o soruları ona soruyoruz, dert ortağımız oluyor. Bizi yargılamadan dinleyen, ne söylersek söyleyelim hep anlayışlı, nasıl söylersek o yönden bakabilen dijital psikoloğumuz bile oluyor. Yapay zekaya derdimizi anlattığımızda, yargılamayacağını düşünerek derdimizi paylaşıyor, olaya tarafsız bir göz olarak bakması bizi rahatlatırken ona derdimizi daha kolay açmamızı sağlıyor.
Onaylanma ihtiyacımız bu denli yüksek olması bir yana bu sanal dost gerçekten tarafsız bir şekilde ruhumuza iyi mi geliyor? Yoksa depoladığı bilgilerimizle bize sadece duymak istediklerimizi mi söylüyor?
Üretim konusunda sınırsız bir güce sahip ve farklı alanlarda çalışan herkes için pratik tarafı olan yapay zekayla bir tasarımcı görsel oluşturabiliyor, bir yazar için tıkanan kalemin ilacı bile olabiliyor. Yapay zekayla oluşturulan şarkılar, videolar, fotoğraflar etrafımızı sarmış durumda. Artık ne gerçek ne değil anlayamıyoruz. Güncel teknojiye ayak diretmeden, bilinçlenerek kullanılması gerektiği ise bir gerçek.
Sevgilimizle, arkadaşımızla tartıştığımızda dertleştiğimiz ilk kişi oluyor. Hayatımızdaki küçük boşlukları, küçük soru işaretlerini bile o kadar hızlı dolduruyor ki, kendi zihinsel kaslarımız tembelleşmeye başladı. Bir görsel oluşturmak, e-postayı düzenletmek için bile yapay zeka kullanıyoruz. En minik şeylerde bile uğraşmayarak, bir şeyler üretmekten uzaklaşıyoruz. Yapay zeka ne kadar elimiz ayağımız da olsa bize insani dokunuştan eksik içerikler veriyor.
Yapay zeka hepimizin eli, ayağı, doktoru, tasarımcısı, arkadaşı oluyor evet ama unutmamalıyız ki o, bizim hayatımızın yerine geçmemeli. Çünkü hiçbir algoritma, hayatımızda yer alan insanların hislerini duygularını bilemez ve onların yerini alamaz. Yardımcı bir asistan olabilir, ama hayatımızın kontrolü bizim olmalı.