Kayseri’de, Galericiler Sitesi çıkışında yasaklı madde etkisiyle yarı baygın halde bulunan ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran 18 yaşlarındaki üç gencin durumu, şehrimizin uyuşturucu ile mücadelesinde kritik bir dönüm noktasıdır.

Olayın ardından Emniyet Müdürlüğümüzün hızlı aksiyon alarak gençleri tespit etmesi, haklarında adli işlem başlatması ve Kabahatler Kanunu’ndan idari para cezası uygulaması takdire şayandır. Ancak bu hız, bizi asıl büyük sorunun derinliğini düşünmeye itmelidir: Biz bu çocukları cezalandırmak için mi yoksa kurtarmak için mi haberleştirdik?

Bizim sorumu gazeteci olarak Önceliğimiz: Kurtarmak ve Çözüme ulaşturmaktır
Haberlerimizin temel amacı, bu gencecik fidanları damgalayıp cezalandırmak değildir. Aksine, E.K. (2005), M.U. (2006) ve Y.Ş. (2006) isimli bu gençlerin maruz kaldığı tehlikeyi görünür kılmak ve yetkilileri kalıcı çözüm bulmaya davet etmektir. 4 bin liralık para cezası ya da adli süreç, bu çocukların bağımlılık sorununu çözmeye yetmeyecektir. Zira bağımlılık bir suçtan önce, tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalıktır.

Bu noktada, gazeteci Osman Çiftçi, be benim yoğun rica ve uğraşılarımız sonucu Kayseri Valisi Sayın @gokmen_cicek_’in vizyonuyla ve Yeşilay Başkanı Mehmet Çiftçi'nin de büyük emekleri ile hayata geçirilen Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi, bu gençleri yeniden topluma kazandırma yolunda atılmış hayati bir adımdır.

Emniyetin yakalama gücü, bu tür merkezlerin iyileştirme gücüyle birleştiğinde gerçek başarıya ulaşılacaktır. Yetkililer, bu gençleri "Suçlu" kategorisinden çıkarıp "Yardıma Muhtaç Birey" statüsüne almalı, tedavi süreçlerini hızlandırmalıdır.

Asıl Hainler Deşifre Edilmelidir
Emniyetimiz, üç genci yakalayıp cezalandırma görevini başarıyla tamamladı. Ancak asıl tehlike, bu çocukların eline zehri kimlerin tutuşturduğudur. Bu gençler uyuşturucuyu nereden temin etti? Kimden satın aldı? Hangi hain şebeke, şehrimizin geleceğini zehirleyerek para kazanıyor?

Emniyetin bundan sonraki kararlı mücadelesi, bu çocukları kullanan ve onlara zehir satan o karanlık isimleri ve şebekeleri deşifre etmeye odaklanmalıdır. Toplum olarak görmemiz gereken tablo, uyuşturucunun gençlerimiz üzerindeki yıkıcı etkisinin yanı sıra, bu zehri yayan yüzlerin de deşifre edilmesidir. Suçun kaynağı kurutulmadıkça, maalesef yeni E.K.'lar, M.U.'lar ve Y.Ş.'ler ortaya çıkmaya devam edecektir.

Kayseri’de halkımızın huzurunu bozmaya çalışanlara karşı yürütülen kararlı mücadelenin, sadece kullanıcıları değil, bilhassa zehir tacirlerini hedef alarak aralıksız ve kararlı bir şekilde devam etmesi, bu bataklığın temizlenmesi için tek yoldur. Şehrimiz, bu illetten bir an önce temizlenmelidir. Saygılarımla