Evet. Fark ettim geç olsa da kıl payı kaçırılan insanlığın yok oluşunu. Sorun ne biliyor musunuz? Ne ağaçta sebep, ne de gökkuşağında insanda bitiyor yine her şey… Karşılıksız yapabilmek her şeyi. Ne olursa olsun deyip çıkarsız ilişkiler kurmak çok güç olsa, anı yaşamak vardı. Unutuldu bu zamanlar da böyle ve nice anlam yüklü kelimeler. Teknoloji geliştikçe sahteleşti yaşanılan hayatlar bir dijital hayatımız ve maskemiz oldu. Bir de köşeye itilmiş hayatlarımız.
İnsanlar birbirine tanımasa dahi tanısa da selam vermeyip, görmezden gelir oldu. Uzağı yakınlaştırırken cep telefonlarımız yakını uzaklaştırır oldu bizden. İnsanlar insanlığını yarıştırmaktansa egolarını, kibirlerini ve bütün kötülüklerini yarıştırır oldu. Geçen gün bir markete girdim. Reyon sorumlusu Kasap Amca’ ya yaşı var belli evladı yaşında olan bir genç öyle kabaca et istedi ki. Aynen şöyleydi. Ete baktı karşı kişiyle göz teması bile kurmadan:” bana oradan yarım kilo kuşbaşı, iki kilo yağlı kıyma çek, ver.” İçimden başka emrin de var mıydı? Diye serzenişte bulanmadı da değilim.
Amcaya sordum size hep böyle mi davranıyorlar diye. Amca’nın cevabı aynen şöyle bu ne ki hanım kızım. Daha ağza alınmayacak ne cümlelerde duyuyorum. Müşteri her zaman haklıdır. Biz de böyle anlayış var.”
Haksızın haklıyı bastırdığı bir dönemdeyiz galiba. Düşünün o amcanın yerine kendinizi koyun. Evde para bekleyen eş ve çocuklar var. Ve susmak zorunda olmak işsiz kalmak gibi bir sürü olasılık var. Kibarca konuşmayı, tatlı dilli olmayı ağzımıza lütfen, teşekkür ederim ve özür dilerim cümlelerini almaz olmuşuz.
Bıkmışız. Kaçıp gitmişiz her şeyden. İletişim çağındayız. Ama konuşmuyoruz, eğlenmiyoruz zamanımızı harcadığımız hiçbir şey yok ve biz bunu benimsememişiz. Adımlarımızı hep korkak atıyoruz. Bize iyi gelebilecek insanlardan bile güvensizlikten dolayı uzak duruyoruz.
Biz kötü bir şey yaşamamak için iyi şeylerden de kaçıyoruz. İyi şeyleri de kaçırmakla kalmayıp arkamıza dönüp baktığımızda yaşamlarımızı da telafi edilemeyecek şekilde kaybediyoruz. Avuç içinde tutulmuyor maalesef dünya! Hayat bu olsa gerek…