Çelik yaptığı açıklamada hükümetten, çalışanların biran evvel taşeron işçilerin geçirilmesini istediklerini dile getirerek, “Yeni kabineden ve yeni çalışma bakanımızdan talebimiz; kamuda çalışan 726 bin taşeron işçinin sessiz çığlıklarına kulak verilmesini Hak-İş olarak istiyoruz. 64. Hükümet döneminde önceki dönem Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun 1 Kasım seçimlerinden önce verdiği vaat hepimizi ümitlendirmişti. Aradan 2 yıl geçmesine rağmen taşeron çalışanları ile ilgili çalışmaların olduğu ifade edilse de şuana kadar somut bir adım atılarak düzenlemeler yapılmadı. Tabi ki taşeron sorunu 10 veya 15 yılın sorunu değil. Çalışma hayatımız içerisinde 35 - 40 yıllık bir sorundur. 2015 yılı başlarında taşeron işçilerimizle ilgili yıllık ücretli izin, kıdem tazminatı ve toplu iş sözleşmesi yapılabilmesi ile ilgili yönetmelikler düzenlemeler yapıldı. Fakat çalışma hayatımızın sorunları çözülmedi. Bizim hükümetimizden talebimiz biran evvel taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi ile ilgili çalışmaların neticelendirilmesi ve biran evvel kadrolarımızın verilmesini istiyoruz” dedi.
Kamuda hem kadrolu hem de hizmet alım yoluyla çalışan işçilerin vergi yükü altında ezildiğini sözlerine ekleyen Çelik; “Haziran ve Temmuz aylarından itibaren çalışan işçilerin aldıkları ücretlerden yüzde 27 oranında vergi, yüzde 14 oranında sigorta ve yüzde 1 işsizlik vergisi ile birlikte ortalama yılsonuna kadar yüzde 42 oranında maaşlarımız ceplerimize girmeden kesinti yapılmakta. Bu ağır vergi yükü de çalışanların belini kırmaktadır. Hükümetimizden beklentilerimiz biran evvel hem kamuda hizmet alım yoluyla çalışan işçilerin kadroya geçirilmesi hem de ağır vergi yüküyle ilgili çalışanların işçi lehine düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz. Kamuda hizmet alım yoluyla çalışan taşeron işçiler yıllarca hem kadrolu işçilerin hem de memurların yapmış olduğu işleri yapmalarına rağmen aralarında maaş ve sosyal haklar olarak uçurumlar bulunmaktadır. Bu durumda iş barışını ve iş huzurunu bozmaktadır. Örneğin devlet ve üniversite hastanelerinde hizmet alım yoluyla çalışan işçilerin her türlü bulaşıcı hastalık riski ve ağır iş şartlarında çalışmalarına rağmen birlikte çalışmış oldukları kadrolu işçi ve memurların sosyal hakları ve ücretleri taşeron işçilerin ücretlerine kıyasla daha yüksek. Yıllarca hastane psikolojisi ve riskli çalışma ortamına rağmen diğer kurumlarda asgari ücretin yüzde 25, yüzde 30 gibi fazla ücret verilirken maalesef hastanelerde çalışan taşeron işçiler için asgari ücretten başka bir ücret ödenmemektedir. Sadece hastanelerde değil diğer kamu kurumlarında çalışan taşeron işçilerin birçok konuda mağduriyetleri bulunmaktadır. Bu yüzden kamuda çalışan taşeron işçilerin feryatlarına ve sessiz çığlıklarına biran evvel kulak verilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. (Kurumsal)