Kayseri’de uzun süredir “Bit Pazarı” olarak bilinen alanın altında Roma Dönemi’ne ait bir hipodrom bulundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen incelemeler sonucunda bölge, 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillendi.
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Kayseri Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, “Kayseri’de böyle bir hipodromun bulunması oldukça dikkat çekici. Soğuk ve küçük bir şehir için beklenmedik bir keşif niteliğinde” ifadelerini kullandı.
Roma Dönemi’nden kalma hipodrom tespit edildi.
Kayseri’nin Beştepeler bölgesinde uzun süredir kurulan Bit Pazarı’nın altında Roma Dönemi’nden kalma olduğu değerlendirilen hipodrom yapısı tespit edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kayseri Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun aldığı kararla bölge 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak koruma altına alındı.
‘’Beştepeler Kayseri’nin ilk yerleşim noktalarından biridir’’
ÇEKÜL Temsilcisi Profesör Doktor Özsoy, hipodromların at yarışlarının ve gladyatör dövüşlerinin düzenlendiği arenalar olduğunu belirterek, “Beştepeler, aynı zamanda Battal Mezarlığı ve surlarla birlikte Kayseri’nin ilk yerleşim noktalarından biridir’’ ifadelerini kullandı.
Ayrıca açıklamada ‘’7 Ekim tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillenen bu bölge, uzmanlarca hipodrom olarak değerlendirilmiştir” ifadelerine yer verildi.
‘’Kayseri’deki ilk mescit ve caminin de bulunması tedadüf değildir’’
Profesör Doktor Özsoy, yapılan tescilin önemine değinerek “Kayseri Koruma Bölge Kurulu’nun 7 Ekim tarihli raporuna göre alan, 3. Derece Arkeolojik Sit olarak tescillenmiştir’’ ifadelerini dile getirdi.
Ardından 1950’li yıllara ait hava fotoğraflarında hipodromun izlerine rastlandığını aktaran Özsoy, ‘’Kayseri’nin Roma İmparatorluğu’na dahil olup ‘Kaseria’ adını aldığı dönemde bu yapının inşa edildiği düşünülüyor’’ ifadelerini kullandı.
Ayrıca ‘’Beştepeler, şehrin bataklık alanlarından yüksek konumda yer aldığı için tarih boyunca yerleşim için tercih edilmiştir’’ ifadelerini dile getiren Özsoy Kayseri’deki ilk mescit ve caminin de Battal’da bulunmasının tesadüf olamayacağını belirtti.
“Hipodromun çevresinde saray, tapınak ve sütunlu yapılar olmalı”
Hipodromun yalnızca tekil bir yapı olmadığını vurgulayan Osman Özsoy, “Bu tür yapılar çevresinde saray, sütunlu geçitler, alışveriş alanları ve tapınaklarla birlikte planlanır’’ ifadeleriyle yapılar hakkında bilgi verdi.
Ardından ‘’Eğer burada bir hipodrom inşa edildiyse, çevresinde bu yapılardan izler olması gerekir.’’ İfadeleriyle bölgede bulunması gereken izlere değinen Özsoy, ‘’Zamanla bunların nerede olduğu da ortaya çıkacaktır’’ ifadelerini dile getirdi.
ÇEKÜL Temsilcisi Profesör Doktor Özsoy, ayrıca “Roma’daki devasa hipodromlar 300 bin kişiye kadar kapasiteye sahipken, küçük şehirlerdeki örnekler 5 bin kişilik olabiliyordu. Kayseri’deki bu keşif, Anadolu’nun iç kesimlerinde Roma kültürünün yayılımına dair önemli ipuçları barındırıyor” ifadelerini kullandı.
“Keşif, Kayseri’nin tarihi kimliğini güçlendirecek”
Yapının ortaya çıkarılmasının kente büyük değer katacağını belirten Özsoy, “Türkiye’deki en büyük hipodrom İstanbul’daki At Meydanı’dır. Kayseri’de bulunan bu yapının da turizme kazandırılması mümkündür’’ diyerek bulunan Hipodrom’un öneminden bahsetti.
Malzeme türü, mimarisi ve geometrik yapısının incelendikçe tarihsel bağlamının daha net anlaşılacağına dikkat çeken Özsoy, ‘’Bu gelişme, Kayseri’nin kültürel tanıtımı açısından büyük önem taşımaktadır’’ diyerek konuşmasını sonlandırdı.
