Kayseri'de merakla beklenen şenliğe dev şirketten destek geldi!
Kayseri'de merakla beklenen şenliğe dev şirketten destek geldi!
İçeriği Görüntüle

Anadolu’da Memlük Mührü: Kayseri Kalesi’ndeki Tarihi Kitabe Dikkat Çekiyor

Kayseri’nin kalbinde yükselen ve yüzyıllardır pek çok medeniyete tanıklık eden Kayseri Kalesi, bu kez taşlar arasına işlenmiş bir tarih parçasıyla gündemde. Kale surlarından birinde yer alan, sülüs hatla işlenmiş Arapça kitabe, sadece estetik değil, aynı zamanda siyasi ve kültürel bir belge niteliğinde.

13. yüzyılda inşa edilen Kayseri Kalesi’ndeki bir burçta yer alan Arapça kitabe, Memlük Sultanı Melik Nasır Muhammed bin Kalavun’un adını taşıyor. Kitabe, Anadolu’daki Memlük etkisinin önemli kanıtlarından biri olarak dikkat çekiyor.

Kayseri Kalesi Kitabesi3

Yapılan incelemelere göre kitabe, Memlük Sultanı Melik Nasır Muhammed bin Kalavun adına yazılmış. Ünlü “el-Melikü’n-Nâsır” unvanını taşıyan bu sultan, Memlûk Devleti’nin en uzun süre hüküm süren hükümdarlarından biri olarak biliniyor. Kitabede yer alan ifadeler ise şöyle:

“Mülk, tek ve kahhar olan Allah’a aittir. Bu mübarek burcun inşasını, Efendimiz, dünya ve dinin yüceliği Sultan Melik Nasır Muhammed bin Kalavun — Allah mülkünü ve zaferini daim kılsın — zamanında emretti.”

Bu ifadeler, 13. yüzyılın sonlarında Kayseri’de Memlük etkisinin güçlü bir şekilde hissedildiğini ve o dönemde bu bölgenin önemli bir siyasi ve askeri üs olduğunu gösteriyor.

Sultan Melik Nasır Kimdir?

Tam adıyla el-Melikü’n-Nâsır Nasırüddin Muhammed bin Kalavun, Memlûk Devleti'nin en uzun süre tahta kalan hükümdarıdır. Mısır merkezli bu Türk-İslam devleti, 13. ve 14. yüzyıllarda Doğu Akdeniz'de büyük bir güçtü. Melik Nasır, üç kez tahta çıkmış; özellikle 1310-1341 yılları arasındaki son hükümdarlık döneminde devlet en parlak dönemlerinden birini yaşamıştır.

Haçlılarla mücadele etmiş, Moğollara karşı Anadolu'da tampon bölgeler oluşturmuş ve Anadolu beylikleriyle diplomatik ilişkiler geliştirmiştir. Anadolu’daki bazı kaleler, hanlar ve surlar onun döneminde ya onarılmış ya da yeniden inşa edilmiştir.

Kayseri, Tarihin Taşında Yazılı

Bu kitabe, Kayseri’nin geçmişte sadece Anadolu Selçuklu Devleti değil, aynı zamanda Memlûkler gibi dış güçlerle de temas hâlinde olduğunu gösteriyor. Kale suruna işlenen bu yazıt, yalnızca bir onarım kaydı değil, aynı zamanda bir iktidar mühürüdür. Sultan’ın adını taşımak, bölgenin Memlük hâkimiyetinde veya en azından korumasında olduğunun bir işaretidir.

Kayseri’nin sahip olduğu bu tür tarihi miraslar, şehrin kültürel kimliğini daha da zenginleştiriyor. Uzmanlara göre bu kitabe gibi belgeler, hem mimari hem epigrafik açıdan korunmalı ve tanıtılmalıdır.

Kültürel Miras Korumamız Gerekir

Tarihi eserlerin zamanla yıprandığını vurgulayan araştırmacılar, bu tür kitabelerin restore edilmeden önce belgelenmesi, üç boyutlu taramalarla dijitalleştirilmesi ve yerinde korunması gerektiğini söylüyor. Yerel yönetimlerin bu tarihi zenginlikleri tanıtma konusunda daha aktif rol üstlenmesi bekleniyor.

Kaynak: Hülya Deniz