Kayseri’de Talas ilçesinde yer alan ve ilçesinin simgesi olan Ali Dağı, son günlerde esrarengiz bir hikaye ile gündeme geldi. Ali Dağı’nın zirvesinde yer alan gizemli mezar, yıllardan beridir vatandaşların merakını uyandırıyor, faka çoğu kişi dağın zirvesine çıkıp mezarı kontrol etmeye cesaret edemiyordu.
Herkesin merak ettiği o mezarın hikayesini merak eden vatandaşlar için derledik. Tarihin tozlu sayfalarından günümüze kadar bir sırrı barındıran bu mezarın hikâyesini öğrenmeyen kalmayacak.
Ali Dağı’nın zirvesinde yer alan ve vatandaşların merakını uyandıran bu mezar Türk Havacılık tarihinin en önemli isimlerinden olan Ahmed-i Tayrani’ye ait. Peki Ahmed-i Tayrani kimdir?
Hezarfen’den önce Ahmed-i Teyrani!
Kayseri’de çoğu vatandaş, Türk dünyasında ilk uçuş deneyimini Hezarfen Ahmet Çelebi’nin Galata Kulesi’nden Üsküra’a uçtuğu o hikaye olarak bilmektedir. Ancak, bu bilgi tarihsel olarak tam doğru değildir. Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi, ünlü Seyahatname adlı eserinin 2. cildinde, Kayseri bölümünde Ahmed-i Tayrani'nin Ali Dağı'ndan uçtuğunu açıkça belirtir. Bu da Tayrani’yi, bilinen en eski Türk havacısı yapar.
Kayseri’nin gizli tarihi ortaya çıkmaya devam ederken, İç Anadolu’nun göbeğinde yer alan şehir sanayiden turizme, kalkınmadan teknolojiye kadar birçok alanda ön plana çıkarken kültüre öncülük eden tarihi ile de kendisine hayran bırakıyor.
Ahmed-i Tayrani kimdir?
Türk dünyasında, ilk uçuşu gerçekleştirmiş olan Ahmed-i Tayrani Kayseri doğumlu bir ali ve havacılık meraklı olarak tanınıyor. Lakabında bulunan “Tayrani” kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup “uçan” ya da “kuş gibi” anlamlarına geliyor.
Evliya Çelebi'nin ifadelerine göre, Tayrani bir uçuş denemesi gerçekleştirmiş ve bu tarihi olayı Kayseri'nin Talas ilçesinde yer alan Ali Dağı’ndan yapmıştır. Bu kapsamda Tayrani, Türk tarihinde bilinen ilk uçan kişi olarak kabul ediliyor.
Mezar neden Ali Dağı’nda?
Tarihi kaynaklara göre Ahmed-i Teyrani hem uçuşlunu yaptığı hem de yaşamının son dönemlerine hayatını geçirdiği Ali Dağı’nda vefat eden alimin naaşı da yine kendisini ait hissettiği Ali Dağı’na defnedilmiş. Gökyüzünü bu denl, çok seven ve lakabını da buradan alan alimin bir dağın zirvesinde gömülü olması da hem görenleri hem de duyanları etkileyen bir unsur oluyor.
Ali Dağı, Yüzyıllar öncesinden Kayseri’nin kaderi!
Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi’nde yer alan bilgiler, Ali Dağı'nın sadece bir coğrafi yapı olmadığını, aynı zamanda yüzyıllar öncesinden itibaren havacılık denemelerine sahne olmuş tarihi bir bölge olduğunu ortaya koyuyor. Geçmişte de birçok atılıma sahne olmuş Kayseri günümüzde de bünyesine aldığı yatırımlarla birlikte yine kaderini devam ettiriyor. Bugün ise Ali Dağı, hem doğa yürüyüşü yapanların hem de tarih meraklılarının ilgi odağı olarak bilinen bir mekan halini almış durumda.
