Kayseri’de bir zamanlar ekonomiye yön veren markalar kapanmasaydı, şehir bugün tekstilden mobilyaya, gıdadan el sanatlarına kadar birçok alanda dünya çapında bir merkez olabilirdi.
Kayseri’nin kaybolan devleri: Bugün yaşasaydı…
Türkiye’nin sanayi ve ticaret merkezlerinden olan Kayseri’de, dönem dönem ekonominin sektörleri kötü etkilemesi ya da işletmecilerin hataları ve yanlış yönetimlerinden doğan sorunlar, firmaların kapanmasına sebep oldu. Bu markalar yaşasaydı, Kayseri dünya çapında tanınan bir merkez haline gelebilirdi.
Sümerbank kalsaydı!
1935’te Cumhuriyet’in ilk sanayi yatırımlarından biri olarak kurulan Sümerbank Bez Fabrikası, Kayseri’nin sanayi şehri olmasında başrol oynadı. Fabrika ayakta kalsaydı, bugün Kayseri, Bursa kadar güçlü bir tekstil merkezi olur, hatta dünya çapında global markalar çıkarabilirdi. Ama sonuç değişmedi; özelleştirmeden sonra aynı senaryolar yaşandı.
İpek Mobilya yaşamını devam ettirebilseydi!
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi mobilyasıyla anılırken, dönem dönem bu algı azalmaya başladı. O dönemlerde İpek Mobilya, en parlak zamanlarında yönetim sorunları ve ekonomik kriz sonucu sahneden çekilmeye karar verdi. Eğer doğru yönetim olsaydı, şu an Avrupa’ya ve Orta Doğu’ya mağazalar açmış, Kayseri’yi mobilya markası haline getirebilirdi.
Biraz da Kayseri Şeker Fabrikası kuruluşlarından olan Pansu…
1990’larda Kayseri’nin en bilinen su markalarından Pan Su, zamanla rekabette geri düştü. Bugün yaşasaydı, markalarla yarışır, belki de Avrupa’ya doğal kaynak suyu ihraç eden ulusal bir marka haline gelirdi. Kayseri Şeker Fabrikası’nın yan işletmeleri yaşasaydı, Kayseri; şekerleme, bisküvi, çikolata, yem sektöründe Türkiye’nin Eskişehir ve Konya’sı gibi bir gıda üssü olurdu. Pansu da yine yöneticilerin yanlış politikaları ile gözden düşerek tarihe karıştı.
Pastırma ve sucuk: Dünyanın raflarına çıkabilirdi
Kayseri’nin en bilinen ürünü olan pastırma ve sucuk, geleneksel üretimde kaldı. Eğer büyük markalar birleşip globalleşebilseydi, bugün “Kayseri Pastırması”, İspanyol jamón’u gibi dünya çapında coğrafi işaretli bir ürün olurdu. Avrupa marketlerinde “Made in Kayseri” etiketiyle satılması mümkün olabilirdi.
Eğitimde kaybolan fırsatlar: Amerikan Koleji
Kapatılan Kayseri Amerikan Koleji kapanmasaydı, bugün Robert Kolej ayarında bir okul olarak Kayseri’nin eğitimde marka değerini yükseltirdi.
El sanatları: Halı, deri ve taş işçiliği
Kayseri halıcılığı, İran halısı gibi dünya çapında marka olabilirdi. Dericilik, İtalya’nın Toscana bölgesi ayarında lüks üretim merkezi haline gelebilirdi. Taş işçiliği ise Mardin ve Kapadokya gibi turizmle birleşerek Kayseri’ye kültürel zenginlik katabilirdi.
Bu noktada Kayseri’de halı sektöründe önemli izler bırakan Atlas Halı ve Saray Halı örnek gösterilebilir. 1967’de kurulan Atlas Halı, Türkiye’nin ilk entegre halı fabrikalarından biri olarak uzun yıllar evlerin vazgeçilmezi oldu. 1972’de kurulan Saray Halı ise hem yurt içinde hem de ihracatta önemli başarılar yakaladı. Eğer bu markalar küresel rekabete uyum sağlayarak desteklenebilseydi, bugün Kayseri halıcılığı dünya pazarında İran veya Çin halıları kadar güçlü bir konumda olabilirdi.
Eğer devlet ve halk sahip çıksaydı…
Bu sektörlerin birçoğu sadece ekonomik krizler yüzünden değil, aynı zamanda devlet desteğinin eksikliği ve halkın kendi markalarına sahip çıkmaması yüzünden kayboldu. Eğer siyasetçiler vizyon gösterse, devlet destek verse ve halk markalarını korusaydı, Kayseri bugün Türkiye’nin Milano’su olarak anılabilirdi.