Milli Eğitim Bakanlığı'nın akademik takvimi, okulların kapanış tarihi olarak 20 Haziran'ı işaret ediyordu. Bakanlık, tatilin öne çekileceğine dair söylentileri net bir dille yalanlayarak bu tarihin değişmeyeceğini duyurmuştu. Ancak özellikle Kurban Bayramı tatilinin araya girmesiyle birlikte hem velilerden hem de öğrencilerden, okulların bayram sonrası fiilen devam etmemesi yönünde yoğun bir talep oluştu. MEB, bu beklentilere karşılık bazı sınavları bayram sonrasına planlayarak resmi takvime bağlı kalınacağının sinyalini verse de sahadaki uygulama farklı bir yönde ilerledi.
İnisiyatif Alan Okullar ve Değişen Sınav Planı
Tüm resmi açıklamalara rağmen bazı okul yönetimleri, durumu kendi içlerinde değerlendirerek önemli bir adım attı. Kendi kurullarında aldıkları kararlar ile son sınavların tamamını bayram öncesine çekerek tamamladılar. Bu hamle, öğrencilerin bayram sonrasındaki hafta için okula gelme zorunluluğunu akademik olarak ortadan kaldırdı. Sınav maratonunu erkenden bitiren öğrenciler için tatil, zihinsel olarak başlamış oldu ve okula devam etmek için geriye sadece prosedürler kaldı.
Devamsızlık Hakkı: Tatilin Anahtarı Oldu
İşte bu noktada öğrencilerin yasal "devamsızlık hakkı" devreye girdi. Sınavları biten ve artık ders işlenmeyen son haftayı okulda geçirmek istemeyen çok sayıda öğrenci, kalan devamsızlık haklarını kullanarak tatile fiilen başladı. Zaten son haftanın genellikle sosyal ve kültürel etkinliklere ayrılması ve yoklamaların daha esnek tutulması, bu durumu kolaylaştıran en önemli etken oldu. Dolayısıyla, sınavlarını tamamlayan ve 4 günden fazla devamsızlık hakkı bulunan öğrenciler, 20 Haziran'ı beklemeden yazın ve özgürlüğün tadını çıkarmaya başladı.
