O gece yaşananların doğrusu şu şekildedir diyen Özden, “dün gazetenize vermiş olduğum, sizlerle yapmış olduğum röportajda olayın sıcaklığı, yoğunluğu, stres neticesinde bazı yanlış anlaşılmalara sebep verecek açıklamalar yapmış olabilirim. Bu nedenle, ifademizin düzeltilmesini veya kamuoyuna sunulmasını arzu ediyorum. Bizim orada ki söylemek istediğimiz Sayın Bakanımız ve Milletvekillerimizin, emniyete gittikleri, bizim meydana gittiğimiz. Yani, onların alınması gibi bir durum söz konusu değil. Onlar emniyete geçtiler. Bizler meydana geçtik anlamında söyledim. Herhalde bizim ifademizde ya yanlış anlaşılmalara sebep verecek bir şey olmuş. Yani alınma falan gibi böyle şeyler yok. Kelimelerde ki veya kullanma hataları, virgül, nokta, noktalama işaretlerimi diyelim ve ya nerede duracağımızı, nerede gideceğimizi yanlış mı ifade ettik? Onu da bilemiyoruz. Şöyle ki, Sayın Bakanımız, Milletvekillerimiz, Belediye Başkanlarımız, emniyete geçtiler. Alınma gibi değil, yanlış anlaşılmasın. Onlar emniyete gittiler, bizlerde milleti toplamak için meydan tarafına geçmiş olduk. Bizim söylemek istediğimizin tamamı bu. Yanlışlıklar olmuş bunun düzeltilmesini ve ya bu anlaşılmanın veya bunu anlatmanızı rica ediyoruz” diye konuştu.
Özden, Paralelci polislerin, kendisini götürmeye çalıştıkları iddialarına ise şu şekilde cevap verdi;
“Meydanda olanları bilme şansımız yok. Dünde ben söyledim arkadaşlara. Bizi almaya mı geldiler, götürmeye mi geldiler, korumaya mı geldiler, sahiden bizi alıp orada çok karışıklık var sizi daha rahat bir yere mi götürelim dediler? Yani, bunları bizim net bilme şansımız yok. Zaten biz bu konuyu, belki farkındasınız 3 gün 4 gün kimseye söylemedik. Tesadüf bir gazetecinin, orada duyduklarını yazmasından sonra, bize sorulunca sorulara cevap olarak verdik. Yoksa biz, bu işin üzerine hiç düşmedik. Belki farkındasınızdır zaten. Yani hiç o konulara girmedik bile, çünkü bizim amacımız orada meydanda milleti toplayabilmek, orada olabilmek, onlarla beraber olabilmekti. Ama gerçekten bizi korumak amaçlı almaya çalışmış olabilirler mi? Olabilirler. Onun nasıl anlatılabileceğini, tarif edemiyorum. Nasıl anlatılır? Biz orada bir açıklama yapıyoruz. Basın açıklamasına çıkmışız, konuşuyoruz. Birisi ‘gel’ diyor, birisi ‘gitme’ diyor, birisi ‘götür’ diyor, orada arbede var yani. Tabi ki orada çekmeler, yitmeler, kalkmalar, gel gel, git git demeler. Biz ama ayrılmak niyetinde olmadığımız için o meydanda olmak niyetinde olduğumuz için bunları biz. İnanın, ben zaten oradakilerin gidelim falan dediklerini kale almadım ki zaten. Ve bunu söylemedim de zaten. Ama o çekiştirmeler, tutmalar, biri ayağını tutuyor biri elini tutuyor, biri bir şeyi tutuyor. Yani bunu tutanın kim olduğunu bilme şansım var mı benim?
Yani darbeci polislerin vali belediye başkanı gibi bunları emniyete götürmesi gibi bir durum yok.
Yok yok. Şu bile olabilir, emniyette olan valimiz, yine emniyette deyince yanlış anlaşılmasın. Emniyete geçmiş olan valimiz, il başkanımız da buraya gelsin demiş olabilir. Belediye başkanımız, bakanımız, il başkanı da buraya gelsin bizimle beraber olsun onlarda onun için gelmiş olabilir. Orada millet, yanlış anlamış olabilir. Biz, zaten ilk günden böyle bir şey oldu şöyle oldu, böyle oldu hiçbir şey söylemedik. Ama şimdi diyelim ki, seni bir polisin elinden almış biri sana diyor ki, ‘ağabey böyle böyle oldu’ diyor. Onu başkasına da söylüyor. Olay başka türlü gittiği için biz diyoruz ki, Valimiz Emniyet Müdürlüğüne geçti işte Bakanlarımız, milletvekillerimiz o sanki Emniyet Müdürlüğüne alınmış gibi anlaşılıyor. Bizim orada, başka birinin söylediği de çok daha başka, bir şey anlaşılmış olabilir. Ama burada esas olan şudur, doğrusu şudur, gerçeği şudur, Bakanımız açıklama yaptıktan sonra Vekillerimizle, Belediye Başkanımızla, Emniyet Müdürlüğüne gittiler. Orayı ziyaret amaçlı, orada ne oluyor diye gittiler. Oraya valimizde geçmiş ne oluyor diye kontrol amaçlı. Veya oradan yönetmişler olayı. Bizde reisin verdiği görevle meydana gittik. Bunun doğrusu bu. Belki biz bunu nasıl anlattık, yanlış mı anlattık veya söylediğimiz cümleler o taraf mı gitti bu tarafa mı gitti anlaşılmış olabilir. Bunu düzeltelim kamuoyuna yanlış bir imaj vermeyelim. Sanki Kayseri’de bir olay vardı, bir şeyler oldu gibi çok şükür Kayserimizde hiçbir şey olmadan rahatlıkla Kayserimizi geçtik.”