Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 21 Mart tarihli Cuma hutbesi bu hafta “Ramazan: Kur’an ve Paylaşma Ayı” temasına yer veriyor. Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte, hutbede infak bilincinin ve Kur’an-ı Kerim’in hayatımızdaki yerinin altı çiziliyor. Müslümanlara daha fazla iyilikte bulunmaları ve yardımlaşma duygularını pekiştirmeleri tavsiye ediliyor. İnfak; yalnızca maddi yardımla sınırlı olmayan, gönülden yapılan her türlü hayırlı davranışı kapsayan geniş bir kavram olarak tanımlanıyor. Peki, bu haftaki Cuma hutbesinin ana mesajı ne?
Muhterem Müslümanlar!
Ramazan-ı şerifin son on gününe girmiş bulunuyoruz. Bu mübarek günler, aynı zamanda itikâf ibadetine ayrılmış günlerdir. Hz. Âişe validemizin rivayetine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.s) Ramazan’ın son on gününde itikâfa girer, Kadir Gecesi’ni bu günlerde arardı. Ramazan’ın sünnetlerinden biri olan itikâf; ibadet, tefekkür, tövbe, istiğfar, dua ve zikirle geçirilen bir içe dönüş zamanıdır.
Aziz Müminler!
Bir gün Hz. Abbas’ın oğlu Abdullah (r.a), Mescid-i Nebevî’de itikâftayken bir adamın kederli olduğunu fark etti. Adamın borcunu ödeyemediğini öğrenince onun adına alacaklıyla konuşmak üzere mescitten çıktı. Adam hatırlattı: “İtikâfta değil misin?” Abdullah (r.a) ise Peygamber Efendimiz’den şu sözü duyduğunu söyledi: “Kim bir Müslümanın ihtiyacını gidermeye çalışırsa, bu onun için on senelik itikâftan daha hayırlıdır.”
Kıymetli Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in öğretilerinden biri de yardımlaşma ruhudur. Yardımlaşmanın en etkili yollarından biri ise infaktır. İnfak; Allah rızası için sahip olunan maddi ve manevi değerleri paylaşmak, iyiliği yaymak, kötülükleri ortadan kaldırmak demektir. Kimi zaman bir tebessüm, kimi zaman bir ikram, kimi zaman da yetimlere sahip çıkmaktır. Hastaları ziyaret etmek, gençlerin yuva kurmalarına yardımcı olmak ya da mazlumlara destek olmak da infak kapsamındadır. Bugünlerde özellikle Gazze başta olmak üzere zulüm altındaki kardeşlerimize yardım eli uzatmak, bizlere düşen büyük bir sorumluluktur.
Değerli Müminler!
İnfak etmeden iyiliğe erişilmez. Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda infak etmedikçe iyiliğe asla eremezsiniz...” Her Müslümanın infak edebileceği bir şey mutlaka vardır. Zekât, sadaka, ilgi, şefkat ve muhabbet de infakın farklı yönleridir. İnfak, aynı zamanda toplumda birlik ve beraberliği güçlendirir, sadaka-i câriye olur. Nitekim Efendimiz (s.a.s), “Kişi, kardeşine yardım ettiği sürece Allah da onun yardımcısı olur.” buyurarak infakın manevi karşılığını bizlere açıkça ifade etmiştir.
Aziz Müslümanlar!
Günümüz dünyasında bireysellik ve tüketim arzusu ön planda tutulurken, İslam bizleri paylaşmaya ve dayanışmaya davet etmektedir. Mal ve mülk bizlere emanet olarak verilmiştir. Bu bilinçle Ramazan’ı fırsat bilip yardımlarımızı çoğaltalım, kardeşlik bağlarımızı infakla pekiştirelim. Unutmayalım ki camilere ve hayır kurumlarına yapılan yardımlar, ahiret sermayemiz olacaktır.
Kıymetli Müminler!
Önümüzdeki Çarşamba akşamı bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni idrak edeceğiz. Cenâb-ı Hak bu geceyi Kur’an’ın indirildiği gece olarak nitelendirir. Kur’an; Rabbimizi tanıtan, hayatın amacını öğreten, doğruyu yanlıştan ayıran ve tüm insanlığa hitap eden ilahi bir rehberdir. Bu nedenle Kur’an’la bağımızı güçlendirelim, onun rehberliğinde yaşamaya gayret edelim. Bu vesileyle Kadir Gecesi’mizi tebrik ediyor; gecemizin milletimize, İslam âlemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.