Eğilmez, asgari ücretlinin yılbaşından bu yana ciddi bir alım gücü kaybı yaşadığını belirterek zam oranının yüzde 30’un altına düşmemesi gerektiğini vurguladı. Ekonomiye ilişkin açıklamalarında enflasyon beklentilerinin henüz istenilen düzeye inmediğini söyledi. Uzman isim, reel sektörün fiyatlama davranışlarına odaklanmadan ekonomik toparlanmanın sağlıklı okunamayacağını ifade etti.
Asgari ücrette en az yüzde 30 artış şart
Mahfi Eğilmez, mevcut asgari ücretin yıl içinde hızla eridiğini belirterek çalışanların kaybının telafi edilmesinin zorunlu olduğunu söyledi. 2025 başında 22 bin lira olan ücretin reel değerinin ciddi biçimde düştüğünü hatırlattı. Eğilmez’e göre satın alma gücünün korunması için asgari ücretin en az 28 bin lira seviyesine çıkarılması gerekiyor. Ek bir refah payı verilmesi durumunda 30 bin liranın üzerinde bir rakamın dahi gündeme gelebileceğini dile getirdi. Yüzde 30’luk zammın altındaki bir artışın çalışan kesimi enflasyon karşısında korumayacağını vurguladı.
Bütçede sorun harcamalarda yoğunlaşıyor
Ünlü ekonomist, bütçe tarafında gelir kalemlerinin fena durumda olmadığını ancak harcamaların artış gösterdiğini ifade etti. Giderlerin disipline edilmesi halinde bütçenin daha sağlıklı bir görünüme kavuşacağını belirtti. Vergi politikalarının etkisinin yıl sonunda daha net okunacağını söyleyen Eğilmez, risklerin özellikle kamusal harcamalarda yoğunlaştığını kaydetti.
Sepet kurdaki değişim Türkiye için avantajlı
Eğilmez, sepet kurun yıl içinde yaklaşık yüzde 27 arttığını hatırlatarak bu artışın enflasyonla paralel ilerlediğini söyledi. Euronun dolardan daha fazla değer kazanmasının Türkiye açısından olumlu bir durum olduğunu vurguladı. Borçların ve ithalat ödemelerinin ağırlıklı olarak dolar üzerinden yapıldığını belirten Eğilmez, gelirlerin ise çoğunlukla euroyla elde edilmesinin avantaj yarattığını ifade etti. Sepet kurun euro lehine hareket etmesinin dış denge açısından önem taşıdığını belirtti.
