Herkes istediğini yasalar çerçevesinde söyleyebilir, rakiplerini eleştirebilir ama bunların belli nezaket ölçüleri içinde olması esastır. İşte Ramazan ve bayram bunu kolaylaştırdı. Gönül istiyor ki, bayramdan sonra da aynı hassasiyet ve hoşgörü ile devam etsin bu seçim süreci.

Ulusal televizyon ekranlarına bakıyorum biraz daha üst perdeden ve daha gergin gidiyor ama o da artık seçimin tadından tuzundan olsa gerek, zira bizler biraz hır gür olmazsa meydanlarda sert nutuklar atılmazsa, pek tad alamıyoruz bu işlerden. Bunu bildikleri için de her iki taraf da zaman zaman sertleşiyor ve karşılıklı hesaplar soruluyor.

Ama yine de Ramazan ayına ve bayrama uygun seyrediyor gibi tüm süreç. Ve dediğim gibi Ramazan ahengine uygun geçen parti çalışmaları bayram nedeniyle biraz da yumuşayacak sanırım. Ama asıl olmasını istediğimiz bayramdan sonra da aynı devam etse, hem siyasette hem de günlük hayatlarımızda Ramazan ayı devam ediyormuş gibi davransak, kimseyi kırmasak, üzmesek, yalan söylemesek, günaha girmemeye azami dikkat etsek. Dul yetim ve garibanları sevindirsek ve sözlerimizi mümkün olduğu kadar tutsak ya da tutacağımız sözleri vermeyi alışkanlık haline getirsek. Ve yapabildiğimiz kadarıyla da, ibadetimizi de yerine getirsek, üstelik bunların hepsini hayatımızın kalan süresinde de eksiksiz yapmaya çalışsak.

Ne güzel olur ama olmuyor işte insanoğlu Ramazan bitiyor bayram bitiyor yine hayat meşgalesi içinde koştururken bunların çoğunu bilerek ya da bilmeyerek ihlal ediyoruz.
Bir diğer husus da şu ki, bu bayramda kendiniz için değil de, hatırlanmaya sevgiye ihtiyacı olanlar için birşeyler yapsanız, onlara vakit ayırsanız.

Mesela Kayseri’deki çocuk yetiştirme yurduna gitseniz, mesela yaşlılar evine gitseniz ve onları ziyaret edip gönüllerini alsanız, götüreceğiniz 1 kilo tatlıyı onlarla paylaşıp, onların da bayramı bayram tadında hissetmelerine yardımcı olsanız.

Güzel olmaz mı !