Ne demek istiyor bu arkadaş diyenleriniz oluyordur. Kısaca anlatayım. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kapısını usulca açıp içeri girdim, mağdur koltuğunda bir kız çocuğu oturuyordu. Ben girdiğimde kız ağlaya ağlaya bir şeyler anlatıyordu.
Sanık koltuğu ilk başta boştu…
Oturdum izleyici bölümüne, kızı pür dikkat dinliyoruz.
‘Babamdı o benim, bana bunları yaptı ama gerçek babamdı’ diyordu. Biraz biraz anlamaya başlamıştım konuyu. Kız hıçkıra hıçkıra ağlıyordu ama hiç teklemiyordu, kelimeleri hızlı hızlı söylüyordu.
12 yaşındaki kız çocuğu başlıyor anlatmaya: ‘Ben olay günü kanepede uyurken o TV izliyordu, elinde de telefon vardı, hep çıplak fotoğraflara bakardı, uyuduğum sırada popoma dokundu, ben uyandım hemen annemin odasına gittim. Anneme sürekli kızar, döverdi, ona bir şey yapar diye söyleyemedim. Bir hafta sonra annemi dövünce anneme anlattım. Bir kere bayramda sarılmıştı. Beni hep dışlardı, oğullarını çok severdi. Onu bana yaptı ama o benim gerçek babam. Boşanacaklarına da üzülmüyorum o adamdan kurtulacağına seviniyorum.”
Sonra çocuğun annesi ile sanık babasını çocuk rahat ifade versin diye duruşma dışına çıkarmışlar. Çocuğun ifadesi sonrası anne ile baba duruşma salonuna alındılar.
Anne başladı bu sefer: “Davacıyım, şikayetçiyim. Kızımı hep azarlardı, telefonunda çıplak fotoğraflar oluyordu. Çocuklar ödevlerini yapmak için telefonunu aldıklarında hep ayıp videolar görüyorlarmış. Kızım o gün ağlayarak geldi, bir şey söylemedi, bu şahsa sordum, ‘ne bileyim’ dedi. Daha sonra anlattı, şikayetçiyim.”
Şoklardaydım bu sözleri duyunca… Öz baba, kız çocuğuna bunu nasıl yapar diye çıldırıyordum? Hatta bu sıralarda Ahmet Ümit’in Kırlangıç Çığlığı adlı kitabını okuyorum. Gözüme o kitaptaki bazı sahneler geldi. Daha bitirmedim ama bayağı sürükleyici ve çocuğa istismar olayını konu ediyor ve orada Körebe lakaplı bir seri katil çocuk tacizcilerini öldürüyor kendi yöntemleriyle. Daha sonra sizinle kitap ile ilgili görüşlerimi paylaşacağım.
Tam içimden böyle bir katilin gerçekte var oluşunu düşünüp, bu sanık babanın da seri katil tarafından öldürüldüğünü felan hayal ediyordum ki, babanın ifadeleri ve savcının mütalaası ile tüm düşüncelerim değişti.
Ve sanık babanın ifadelerini merak ediyordum. Sıra ona geldi: “Suçlamaları kabul etmiyorum, iftira atıyorlar. Ben baba olarak çocuğumu en iyi şekilde yetiştirmeye çalıştım.”
Savcı da mütalaasında annesi ile babasının şiddetli geçimsizliği arasında kalan kız çocuğunun annesinden taraf olduğu ve bu zamana kadar mağdur kızın babası tarafından herhangi bir saldırısı olmadığını söylediği, uykulu olduğunu söylediği anda mağdurun beyanı dışında delil bulunmadığı gerekçesiyle sanığın beraatını istedi.
Mahkemede bu karara uyarak sanığı beraat ettirdi. Hatta duramadım dışarı çıktım, bir kavga gürültü olur mu düşüncesiyle? Çocuğun annesi avukatlar ile konuşuyordu, şimdi bu beraat etti diye boşanma davasında çocuğu elimden alamaz değil mi falan dediğini duydum.
Eğer bu adam gerçekten çocuk tacizcisi olsa, beraat ettiğini öğrenen çocuğun annesi böyle rahat olabilir miydi?
Peki adam gerçekten masumsa hem o kız çocuğuna hem de bu adama atılan leke nasıl temizlenecek?
Yazımın başında da dediğim gibi Kime inanacağız, kime inanmayacağız? Kim doğru söylüyor, kim yalan?
Allah biliyor…